Köyüm sana hasret kaldım ben
Hey gidi taşı toprağı güzel köyüm
Ne meşhurdur o buz gibi soğuk suyun
Bahar geldi mi yeşillere bürünürdün
Baharın dillere destan oldu güzel Köyüm
Gönül ister ki seni herkes gidip görsün
Ayrılığın bitirdi yaktı beni güzel Köyüm
Aklım fikrim hep doğduğum köydedir
Yaktı bitirdi kül eyledi bu hasret beni
Sen benim özlem çiçeğim köyümsün
Her gün selam gönderiyorum uzaklardan sana
Sevgiden mutluluktan yoksulum sensiz köyüm
Söyle bana güzel köyüm adın hasret mi senin
Bir buğday misali doğacaksın ömrüme benim
Bitecek bu özlem bu hasretlik bir gün bitecek
Unutulacak gibi değilsin benim güzel Köyüm
Sonbahar gelmeden yaprakları dökülen ağaçlar
Kış gelmeden gökyüzünden kar taneleri gibi dökülen
Yaz gelmeden yağan yağmur taneleri
Sel olup akan gözyaşlarım sen değil misin köyüm
Sevgisiz bir yaşam var burada herkes pişman
Sevenler burada hep ağlıyor hiç durmadan
Sanma sensiz buralarda herkes mutlu ve rahat
Her gün özleminle yanıyor kan ağlıyor bu yürek
Acısıyla tatlısıyla ne günlerim geçti burada
Unutulacak gibi değilsin benim güzel köyüm
Sevecekse insan seni yürekten sevmeli…
Hüseyin Yanmaz
04/02/2009
Kayıt Tarihi : 4.2.2009 21:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiiri sesli dinlemek için tıklayın http://www.edebiyatdefteri.com/siir/214397/benim-guzel-koyum-

hüseyin bey ;
benimde çocukluğum köyde geçti..bu şiir beni anılarda o yıllara götürdü..güzeldi.kutlarım..selam ve saygılarımla..ibrahim yılmaz.
ORDA BİR KÖY VAR UZAKTA
GİTMESEK TE, KALMASAKTA
O KÖY, BİZİM KÖYÜMÜZDÜR...
Diye.Ben bu tip pastoral şiirleri oldum olası çok sevmişimdir.Sizin köyünüzü de inanın bu sıcacık dizelerden çok sevdim.Harika bir anlatımı var.Ben şiirlerimi BİZİM ELLER kitabında topladım.Katkım olsun diye sayfanıza koyuyorum.Çam sakızı hesabı.Sizi kutluyorum.Puanım tamdır.Saygılarımla..........halilşakir
BİZİM ELLER
Ereğli'den çıktım, soğuk kış günü..
Geçim derdi dedim düştüm yollara.
Rahvan, tırıs, dörtnal, sonra eşkini,
Meydan okuyordum, esen yellere...
Gözüm, saçaklardan buz sayıyordu.
Yollar sa, altımdan hep kayıyordu..
Köylüler mangala köz koyuyordu.
Benziyordu her yer, beyaz çöllere...
Konya üstü vardım, Seydişehir'e
Akseki'ye çıktım ya birdenbire.
Keskin virajlara hep gire gire,
Baktım imrenerek, şanslı kullara...
Gözümde canlandı, Konya yöresi.
O bozkırlar neree, bura neresi?
Gördüğüm yerler hep cennet deresi!
Kışın dolmuş kalmış, çiçek dallara...
Yürü dedim gönül, daha neler var!
Ayrılığa türlü bahaneler var..
Zümrüt yamaçlarda, ne haneler var
Olmalı buralar, destan dillere...
Kıvrım kıvrım aktı gurbetin yolu,
Dağları yemyeşil ormanla dolu.
Çok geride kaldı Alacabel'i,
Benzettim heryeri, ben masallara...
Manavgat, Serik, derken Antalya..
Karakışta açmış, zakkum, manolya.
Yorulan zihnimle kurdum da hülya,
Kendimi bıraktım, o kumsallara...
Toroslar'da nice yaylalar buldum.
Ereğli'ye burdan, çok gidip geldim
Ayrılıklar burktu, dopdolu oldum...
Hep selâm gönderdim, bizim ellere.
HALİL ŞAKİR TAŞÇIOĞLU
Antalya-2009/11
Rahvan: atın koşaradım gidişi.
Tırıs: kısa adımlarla hızlı gidiş.
Eşkin: hızlı gidiş.
Dörtnal: En hızlı koşu.
TÜM YORUMLAR (7)