Benim gibi bir şey
Birini sevdim,
Sessizce, içimden.
Ne çığlık attım,
Ne de söyledim herkese.
Sadece baktım,
Bir gün gelir belki... der gibi.
Birini bekledim,
Beklemişim işte.
Ne geldi o tam,
Ne de gitmeyi bildi.
Arada kaldı gibi,
Ben de onunla kaldım.
Bir söz söyledim,
Kalbimle yazılmış.
Yanıt gelmedi.
Ama olsun be...
Ben dedim ya,
O yeter bana.
Bazen düşündüm,
“Ya anlamazsa?” dedim.
Anlamadı belki.
Anlasa ne olurdu ki?
Ben ona değil,
Kendime konuşuyordum zaten.
Tuhafım biraz.
Hem ağlarım içimden,
Hem gülerim dışımdan.
Biraz çocuk gibiyim,
Ama oyun oynamıyorum.
Bu bildiğin…
Kalpten gidiyor.
Sahi,
Beni sevmedi belki.
Belki de sevdi de korktu.
Ama ben sevdim.
Sessizce.
Öylesine değil,
Bildiğin gibi değil.
Benimki,
Hani şu çay bardakta durduğu gibi.
Sade.
Ama sıcak.
Yanına şeker koymasan da olur,
Zaten her yudumda sen varsın diye tatlı.
Ne içimi döktüm ortaya,
Ne suçladım.
Ne kaldım eski hâlimle,
Ne de tam unuttum.
Ama artık şöyle diyorum:
Benim kalbim güzel be kardeşim…
Herkesin taşıyabileceği cinsten değil.
Kayıt Tarihi : 4.5.2025 20:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kadıköy’de, Moda taraflarında bir çay bahçesi vardı. İnsanların gelip geçip dertlerini bıraktığı, Garsonun göz ucuyla insanın içini anladığı türden. Masaların üstünde hep iz vardı; Ya dökülmüş bir çayın izi, Ya yarım kalmış bir sohbetin... O gün, masalardan birine genç bir çocuk oturdu. Üzerinde siyah bir kaban, kulağında kulaklık. Ama müzik dinlemiyordu, sadece dış dünyayı kısmak için takmıştı. Kalbinin sesi fazlasıyla açıktı zaten. Adı Deniz’di. İsmi gibi dingin olmak isterdi ama İçinde fırtınalar vardı. Birini sevmişti. Sessizce. Çaktırmadan. Tam söylese de, Sanki bir şeyler eksik kalmıştı hep. Sevdiği kişi net olmamıştı. Gelmişti ama tam gelmemiş, Gitmişti ama iz bırakmıştı. Öyle bir iz ki, Deniz her sabah O izle uyanıyor, Akşam olunca yine onun gölgesine sarılıyordu. Bir gün, çaycı genç “Abi bardak boş, yenileyeyim mi?” dedi. Deniz durdu. Bardağa baktı. Dibinde bir yudumluk kalmıştı. İçse... her şey bitecek gibi. İçmese... hep o yudumun içinde kalacak gibi. Ve o an fark etti. Kendi hayatı da aynıydı. Birinin bırakıp gittiği o yudum gibiydi. O gün, cebinden küçük bir defter çıkardı. Şiirler yazdığı defter. Kalemle değil, kalbiyle yazdığı. Ve oraya bir not düştü: “Ben seni anlayamadım. Belki sen de beni anlamadın. Ama ben bu duyguyu yaşadım. Ve yaşamak, anlamaktan daha gerçektir bazen.” Çayını bitirdi. Gülümsedi. Ayağa kalktı. Ve yürümeye başladı. Arkasında bir aşk bırakmadı o gün, Bir başkasını değil… Kendini seçti.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!