Uzun bir sessizlik yaşandı hayatımda ne kelimeler bir çözüm bulabildi bu anlamsız zamana ne de çevremde olup bitenler. Kayıp bir zaman dilimini daha yaşamış oldum nedenleri, sonuçları ve yaşattıkları hatırlanmayacak ve belki de böyle bir zaman hayatımdan hiç geçip gitmiş olmayacak. Ilerde hayatımın o kısmı sorulduğunda bilmiyorum çünkü ben böyle bir zaman dilimini hiç yaşamadım ki diyeceğim. Herkesin böyle kayıp ve anlamını yitirmiş zamanları vardır sanırım yada buda benim kendimi kandırmak için söylediğim bir cümle olarak bu satırlarda kalacaktır. Kalmayacak kalmayacak dedi bir ses evet uzun zamandır onunlada karşılamıyordum sanırım zamanın boşluğu ve nedensizliği onun bile bu durumun bir parçası olmak istememesine yetmişti. Evet dedi Benim usulca ve tekrarladı – evet – böyle zamanlarda herşey gibi bende kaybolurum ve aramızdaki amansız savaş bile bu zaman diliminde yaşanmaz ve kaybolur. Hep böyle bir zaman dilimi içindemi kalsam diye içimden bir serzenişte bulunacak oldum ki hemen cevap verdi Benim, bu tip zamanların çok olacağını sanıyorsan yanılyorsun diye usulca cevap verdi ve peşinden sanki ilk kıvılcımı o başlatmak istercesine senin hiç dostun yok mu diye bir soru iliştirdi ve oturması gereken sandalyeye geçerek evet hadi bunada bir yanıt verde görelim dercesine dikti gözlerini üzerime.
Hep düşünmüşümdür dost nedir anlamı,içeriği ve söyleyen kişi tarafından ne amaçla söylendiği. Bir kalıba sokmak mı gerekir bu kelimeyi yoksa aslında kalıplara bile girmesine gerek olmayan gereksiz bir kelime midir? Aklıma hep şu kısır döngü gelir bu kelime aklıma düştüğünde. Mesela ben beş kişiye dostum diyorsam hani hepte böyle komik bir cümle vardır “ Hayatımda dostum dediğim kişilerin sayısı çok azdır” gibi anlamsız ve gereksiz cümlelerle yoğururuz bu kelimeyi. Evet beş kişiye dostum diyorsam ve benim gibi yeryüznde bulunan her insan 5 kişeye dostum diyorsa sanırım yeryüzündeki herkes aslında bir şekilde birinin dostu ve hatta bu karmaşada birinin dostu olan bir kişi başka birininde dostu olabiliyor aynı anda iki kişinin dostu olmak kulağa ne kadar saçma geliyor değil mi? Belki de sadece bana saçma geliyordur.
Dost aslında kendisidir kişinin, bir aynanın karşısına geçip kendi kendine konuşmasıdır, cevap almadan saatlerce sessizce kalmasıdır ve kimi zaman çevrendeki herkesi yok sayıp kendinle kalabilmektir. Işte bu yüzdendir kişilere dostum dememiz. Onlara yükleriz bu görevleri kendimizi bir başkasında şekillendiririz, aslında dost diye vücut buldurduğunuz her kişi sizin farklı ruh hallerinizdir yada bunun böyle olduğunu düşnen tek kişi benimdir. Bir düşünsenize sizi birilerinin dinlemesine ihtiyacınız olduğunu aslında kendi kendinize konuşarakta bunu çözebilirsiniz ama hayat öyle kalıplar içine sokmuşturki bizleri kendi kendinize konuşursanız size verilecek bir sıfata katlanmak zorundasınızdır aynı şey sessizce saatlerce bir yerde oturmak ve kendinizi herşeyden soyutlamak içinde geçerlidir. Işte bu nedenle aslında dost diye birşey yoktur çünkü bu kısır döngüde aslında herkes dost olduğuna göre aslıdna herkes kendisidir ve başka hiçbirşey değildir. Bütünü hep kendimiz ifade ederiz herşeyin tamamı biziz dostta,düşmanda,aşıkta… komik bir oyun değil mi bütün bizken bunu kişilere, olaylara veya zamana dağıtmamız ve onlarla paylaşmamız. Belki de kendimizi ve tamamımızı anlamak bize zor ve uzun geldiği içinde kaçıyor olabiliriz bu serüvenden ve dost gibi kavramlar geliştirerek paylaşıyoruz bütünümüzü.
Aslolan birşey varsa Benim bunu böyle olduğunu düşünen tek birey bende olabilirim o yüzden genelleme yapmaktansa kendime ve sana yani Benim’e söylüyorum “ Dost dediğin nedir ki, yalnızlıktan başka…”
Günün ilk ışıkları aydınlattı
Tozlu kalmış ve zamanda koybolmuş
Odamın isli ve puslu camlarını…
Bir dost aradım kendime
Hengameler içinde
Dostta bendim
Düşmanda
Aşıkta…
Kayıt Tarihi : 27.12.2005 11:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.