En son kuytu bir sokak başında ve kuytu bir sesszilikte bırkamıştım kendimi. Küçük heceler birleşerek büyük kelimeleri oluşturmaya başladığından beri böyle sessiz ve kuytularda varoluyorum her nedense. Paylaşımım azaldı insanlarla çok sık yalnız kalır oldum kendimle ve benliğimle. Işte andımya adını fırsat bu fırsatmış gibi çıkı verdi gene karşıma her zamankinden daha neşeli görünüyor bu kez. Mutluluğunun nedeni nedir diye soruyorum kendisine hiç beklemediği bir anda. Toparlanmaya çalışıyor ve şaşkına uğramadığını gösteren bir kaç çeki düzen hareketinden sonra yalnız oluşun, güvensiz oluşun ve herşeyden önce bu aralar sessiz oluşun mutluediyor beni diyor usulca. Ben miyim güvensiz olan diye haykırıyorum ve daha da bir siniyor içine, yüzünün mutluluktan kırışmış ifadesi tek tek düzeliyor ve geriye o kibirli,cansız ve hiçbir ifadeyi yansıtmayan dümdüz suratı kalıyordu karşımda. Artık başlamıştık karşılıklı sohbete – yada yüzleşmeye- tekrar etti neden bu kadar güvensizsin dedi bana neden neden neden diye tekrarladı üçkez. Anlamı güçlendirmek için böyle yapardı, her zaman soruları vurgulardı böylece daha bir güçlü gibi görünürdü soruları. Çok mu merak ediyorsun diye karşılık verdim kendisine. Ben meraketmiyorum unuttunmu ben senin beninim merak diye birşey yok bende. Ben yaşadıklarına yön vermeye çalışırım, sende bunların hangisini yapacağını yada daha doğrusu ne kadarına karşı koyabileceğini sınarsın ve karşı koydukların senin başarın, karşı koyamadıklarında benim zaferim ve senin tükenişin oluyor anlıyormusun benim hım…! Bu gece çetin geçecek anlaşılan diyorum içimden, evet diyor oda cevap olarak – içimdi o benim doğruya duyamadığı ve göremediği hiçbirşey yoktu ben adına-.
Benim güvensizliğim diye başlıyorum söze ve hemen kibirli bir karşılık; evet senin güvensizliğin diye sersemce bir ifadeyle bakıyor bana. Ben devamediyorum ve tekrarlıyorum benim güvensizliğim insana mı sanıyorsun ahmak diye fırlatıyorum mızrağımı. Benim güvensizliğim insan olana değil, tam aksine insan gibi görünen insan müsveddelerine anlıyor musun? Müsveddelere güvenmiyorum, sayıları her geçen gün artan bu kusursuz görünümlü,aynı aptal ifadeli,aynı tepkileri veren ve daha sayamayacağım pek çok özelliği aynı olan insanlara güvenmiyorum anlıyor musun Benim? Insanla hiç sorunum olmadı benim tüm kavgam tüm mücadelem müsveddelerle oldu. Insan gibi insan gördüğümde sımsıkı sarıldım bir daha bırakmamacasına. Gözlerine baktığında içini gördüğün insan gibi insanlardan bahsediyorum. Göz yaşını ucuz bir filmde harcamayan, tepkisizliği tepki sanmayan, inandıkları uğruna her şeyini feda etmeye hazır insanlardan bahsediyorum. Sorarım sana böyle kaç insan var hım..? Cevap veremezsin çünkü sen hep müsveddelerle varoldun, aslından korktun insanın çünkü senin için büyük tehlike onlar değil mi söyle hadi söyle…! Neden güvenmiyorum anlıyor musun şimdi ve kime güvenmiyorum anlıyor musun seni ucuz kahraman, seni kendini bilmez ve herşeyi bildiğini zanneden ahmak.
Herşeyde varoldu yalan
Aslı kayboldu insanın
Müsveddeler oldu can
Insanlık tuhaf bir kelime
Talan üstüne talan…
Söylemiştim ya küçük heceler büyük kelimelere dönüştüğünden beri çözmeye başladım içimdeki gizi ve karşımdaki sizi. Sizi diyorum çünkü siz o kadar çoksunuz ki ve o kadar aynısınız ki siz gibi küçük bir kelime bile ifade ediyor tümünüzü ve varlığınızı. Neden böyle oldu diye düşünüyorum artık benimle değil kendimle konuşuyorum. Neden böyle olduk? Neden tek tip oldu herşey? Neden koca bir yalanın parçası olduk? Yürürken hayat yolunda neleri kaybettikte çıktık insanlıktan ve razı olduk müsvedde olmaya. Düşünmek zor mu geldi bize, paylaşmak acıyı, mutluluğu ve gözyaşını saçmalık mı oldu, sorgulamak suç, sorgusuz yaşamak mutluluk mu oldu,aşk ucuz, seni seviyorum da dile dolanan ve öylesine söylenen bir kelime mi oldu. Ne oldu söyleyin, ne oldu…………………………………………… o kadar çok nokta bırakıyorum ki size gün olur belki sizde isyan edersiniz müsvedde olmaya ve doldurmak istersiniz “ne oldu” dan sonrasını. Umut ediyorum, umut bir çözüm olmasada. Bırakıyorum geceye küçük üç hece ve çok büyük bir boşluk noktalar içinde, siz doldurmak istersiniz diye.
İki damla yaş
Iki damla insan,
ele avuca sığmayan.
Üç hece
Iki kelime
“ Ne oldu”, bize…
Geceye bırakılan bir kaç gözyaşı ve nemlenmiş gözlerle bakıyorum yıldızlara. Hiç bu kadar bulanık değillerdi diye düşünüyorum, gözümde olmayan gözlüklerimin farkında olmadan. Müseveddeler için bırakılmış iki gözyaşı damlası için özür diledikten sonra yağmurdan gözlüklerimi takıyorum ve merhaba diyorum size…
Murat KaratekinKayıt Tarihi : 7.12.2004 18:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.