- Törelerin ve bastırılmış duyguların girdabında çırpınan o Anadolu kızının hatıraları ve özlemleri önünde, saygıyla eğilirken...
BENİM BEBEKLERİM OLMADI
Benim bebeklerim olmadı...
Ben, sizin oynadığınız “Sindi Bebekler” le de, allı-pullu oyuncaklarla da tanışmadım.
Benim, bebeklerim de olmadı, oyuncaklarım da...
...
Ben, apayrı âlemlerin kızıyım.
Benim âlemimde; karakışlar ve karakışların getirdiği kardan adamlar var.
Benim dünyamda umutsuzluklar, benim yüreğimde kuşkular, yüreğimin derinliklerinde karamsarlıklar var. Ve yaşadığım yerlerde töreler... Onlar, yanıbaşımdan hiç ayrılmadılar...
...
Benim bebeklerim olmadı...
...
Benim doğduğum yerlerde, hep silahlar görülür. Ve her vakit, yalnız onlar konuşur...
Uğursuz keleş sesleri gecelerimde yankılanırken korkudan göz bebeklerim büyür. Acı tüttün kokuları, parfüm niyetine üstüme siner. Kurt ulumaları, bebekle süslü rüyalarımı acımasız bölerken, kapımda tipiler her zaman nöbet bekler.
...
Mevsimleri, okullarda belleriz.
Sınıf duvarlarında, “dört mevsim” diye yazar.
Benim memleketimde, olmayan kurallara, mevsimler de uyar. Ve çoğu mevsimlerde kar yağar.
...
Kar yağar...
Kar yağar memleketime, memleketimdeki evime ve baharı tanımamış ümitlerimin üstüne.
Üşürüm.
Üşürüm kara yazgılı toprağımda, kara yazgılı talihime. Üşürüm gerçekleşmeyen hayallerime.
...
Kar yağar...
Kar yağar dileklerim üstüne. Ümitlerim üşür, ben üşürüm.
Üşürüm...
Umutlarım buz tutar.
Töreler konuşur çoğu kez kara yazgılı topraklarımda, gerçekler dona kalır, urbam buz bağlar...
...
Törelerde berdel, törelerde kan davası ve bin belâya kurban giden gelinlerin, onbeşlik kumaların yası konuşulur.
Tutamam gözyaşlarımı...
Acizliğimle yorganıma sığınır ve çaresizce ağlarım.
Düşlerimde girdaplar, gönlümdeki duygular kudurur o saatlerde. Başımdan duman savrulur. Ve her zaman ıslanan, çiçeksiz yastığım olur.
...
Korkarım gecelerin uğursuzluğundan ve bir de, o uğursuz gecelerde uğursuzca yankılanan kurt ulumalarından...
Çekerim yorganımı başıma dek.
Hayallere dalarım...
...
Hayallerimi, yine o bebekler süsler...
Türlü-çeşitli, kızlı-erkekli, rengârenk giysili bebekler.
Gelinlik giydirilmiş, saçları örgülü, etekleri tüllü bebekler...
...
Çiçek-çiçek giysili, menekşe kokulu bebekler süsler hayallerimi...
Ve yine yatağımın karanlığına sığınır, yorganımı çekerim başıma dek... “Kimseler görmesin hayallerimi, kimseler koparmasın benden, düşlerimdeki bebeklerimi” diyerek...
...
Heyhaaat! ...
...
Anamın sesi yankılanır bir vakit, dünyanın sesine kapattığım kulaklarımda.
İşte o an, koparım hayallerimden. Koparım, doyarak oynayamadığım bebeklerimden.
Hayallerim tarumar olur. Ve boşalır gözyaşlarım, musluğu açık gözlerimden.
...
.....
Kar yağar...
Umudum kar altında uyur. Ve anam, düşlerimin en tatlı yerinde çağırırken, düşlerim son bulur.
Acıyanım olmaz hayallerime...
...
Bilirim ki, o saatlerde, ya tandırda ekmek, ya da damda tezek yapılacak.
Veyahut ki, iki bakraç elde, beriye koşulacak...
Benimki, cana yapışmış kader. Bir alın yazısı.
Ve sorarım kadere!
Sorarım ki, yaşanmamış hayallerim n’olacak? ..
...
Tandırın başında olurum çoğu kez ümitlerimle beraber... Dilimde en acılı ezgiler, en duygulu türküler.
Ve ellerimde hamur şekillenir.
Ellerimde doğar çırılçıplak bebekler.
...
Kar yağar...
Kar yağar tandır yanar...
Ümitler “nan” olur ellerimde... Tandıra vurulur ümitlerim.
Nan yanar, tandır yanar.
Söndürür kor ateşleri, kor gibi yanan gözlerim.
Süzülür gözlerimden ümide dökülen yaşlar... Ben yanarım, “nan” ağlar...
...
Kar yağar...
Boynum bükülü kalır bu ellerde. Ulaşamam bir yerlere. Ve her akşam vakti, buz tutmuş ümitlerimi denk ederim göndermek için, bilmedi-ğim o meçhul adreslere...
...
Ben, bir göçmen kızı.
Ben, töreleri kanun bilmiş aşiretin evladı.
Ben, obaların kara yazgılı bir çaresiz maralı.
Ben o gizemli duyguların sahibiyim ki, özlemlerim içimde saklı, ellerim nasırlı ve saçlarım kan kırmızısı boyalı...
Nolur söyleyin...
Söyleyin ki, kim duyar beni? Ve kim duyup kim yazacak bilmem, bu yazılmamış romanı? ...
*************************************************************************************
Yazarın Notu: Yukarıdaki dizelerim, edebiyatımızda yer alan 'Mensur' - 'Mensure' veyahut ki, yaklaşık 20 yıllık bir süreçte, 'Şiirsel düzyazı' adını alan ve 'serbest şiirin' doğuş kaynağı olarak bilinen şiir türlerimden alınmıştır.
Kayıt Tarihi : 10.7.2010 04:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!