Ne günler gördü..
Ne haksızlıklar yaşadı..
Mezopotamya gibi
Kucaklardı iki koldan yavrularını..
Fırat gibi sarılarak coşar,
Dicle gibi süzülerek okşardı…
Kükrerdi Karacadağ misali haksızlıklara,
Süphan dağı gibi başı dik,
Van gölü gibi geniş yürekli adamdı...
O var ya! ...
O benim babamdı..
Harran’ın susuz gevrek toprakları gibi
Çatlamış dudaklarıyla,
Bir ağız dolusu‘’Yavrularım ‘’ derdi.
Ak suların biriktiği kataraktlı gözleri,
Bizi mutlu etmek için, ne de güzel gülerdi…
Belli etmese de,
İçi kan ağlardı halbuki…
En yakınından yemişti ihanetin gürzünü..
Bir varlık için, yokluğa itmişlerdi onu..
‘’Keklik soyu’’ derdi hep..
Bu yüzden keklikleri hiç sevmezdi…
Yinede ‘’Diyar-ı Bekir’’surları gibi,
Yılmadan çocuklarını koruyan bir adamdı!
O var ya!
O benim babamdı..
Yaşlanmıştı artık..
Yüzündeki derin çizgileri,
Tütün kokan bıyığındaki akları,
Yaş dolu tedirgin bakışlarıyla
Boynuma sarılıp,
Kocaman elleriyle sırtımı okşar:
‘’ Sen en büyüklerisin Oğlum!
Kardeşlik bağlarını koru! ‘’ diye
Vasiyet eden melek bir adamdır..
O var ya!
Gölgesi bile bana yeten BABAMDIR...
(Bu şiir ben çok küçükken gençlik yıllarında yaşadığı bazı olaylara istinaden şu an hasta olan ‘’BABA’ma’’ hitaben yazılmıştır.)
Kayıt Tarihi : 19.5.2005 21:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
“…”
“Gölgesi bile bana yeten BABAMDIR…” Babalarımıza duyduğumuz sevgi başka nasıl ifade edilebilir ki… Elinize, yüreğinize sağlık sevgili dost…
Bu vesileyle babanıza geçmiş olsun diyor, en kısa zamanda sağlığına kavuşmasını diliyorum.
Esen kalın.
Mehmet Lütfü Aydın
TÜM YORUMLAR (9)