Ne Güneşin ışığı tükenir
Ne Gökyüzünün mavisi solar
Zehirli bir yılanlardır vesvese
Ne zaman ki akıl yiter,
Ne zaman ki yürek sevdadan şaşar
Azaba davettir serzenişler
Telaşlanır sabrı örten karanlık
Zaman akrep hızında saldırır
Düşlerin kâbus olduğu andır
Kan ve anason kokuludur duraklar
Amansız sancılarla başlar doğum
Canhıraş feryatlara uyanır zebaniler
Taze günahlar selidir başlayan
Benim adım hüzün
Zulmün kapısını ben açarım
Beşikteki bebesini unutur ana
Ökseler soldurur gonca gülleri
Musallada sıra kavgaları başlar
Ne zaman ki umut yolunu şaşar
Bulutlar kızıl topraklara bulanır
Yağmurun bereketi bitince
Tohumda kurur çiçek
Sevginin adı küfürdür artık
Neyzenler hüzzam şarkılar üfler
Semazenler eteklerini inkâra savurur
Peş peşe tetiklenir intiharlar
Sesi kesilir kuşların şafakta
Taze gelinler kanlı mendilleriyle
Cinnet sofralarına şerbet taşır
Benim tebessüm eden yüzümdür
Divanelerin başındaki Baykuşlar
Benim adım Hüzün
Hırçınlığımı dağlar denizler bilir
Uçsuz çöllerin korkusuyum ben
Düşümü görmüş hayatlar son bulur
Asırlık çınarlar kurur nefesimden
Karanlık boşluklarda kaybolur Akıl
Verilmiş sözler, yeminler unutulur
Yankı vadilerine esir düşer yürek
Sevda eşkiya talanına uğrar
Acının bedeli acı, öfkenin bedeli kandır
Yediveren gül, dikenlerini biler
Gelin çiçekleri solar, yaprak yaprak
Gülümser kervan kıran yıldızım
Masumlar artık günahkârdır
Benim adım hüzün
Viran olmuş sarayların sahibi
Boş mabetlerin kilidi benim
Koşun ey aklı, gönlü karışıklar
Gizli sırları gösteren aynayım ben
15-20 Nisan
Celâlettin ÇevikKayıt Tarihi : 22.4.2008 17:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!