İlkbahar geldiğinde yalnız bırakın beni,
Hayalimde çağlayan ırmaklarda yüzeyim.
Akayım, durulayım. coşayım, yorulayım;
Küçük dünyamda, küçük oyuncaklarımla oyalanayım....
Gül olayım, lale olayım, menekşe olayım;
Nevbaharın nefesiyle dolayım!
İlkbahar geldiğinde yalnız bırakın beni.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yalnız bırakın beni,
Çiy düşünce yapraklara.
Yayla yolları beni bekler on yıldır,
Fesleğen kokulu tepeler, yüreğimi sızlatır,
Kanatlanmış kuş gibiyim, duramıyorum,
Toros Dağları'nın kanyonlarına doğru,
Süzülerek uçayım;
'Kulağı okşayan çıngırak sesli sürülere çoban olayım;
Nevbaharın nefesiyle dolayım!
İlkbahar geldiğinde, yalnız bırakın beni,
Beni yalnız bırakın ilkbahar geldiğinde,
Hayallerle doğayım!'
Halil Bey sizin yörelerde 5 yıl öğretmen olarak görev yaptım.
Hakikaten de haklısın.
Gerçekten de çok güzeldi oralar...
Yukarıdaki dörtlükleri ancak oralı olan veya oraları görenler anlar...
Usta kaleminden yine usta işi bir söyleyiş...
Tebrikler...
İlkbahar geldiğinde yalnız bırakın beni,
Hayalimde çağlayan ırmaklarda yüzeyim.
Akayım, durulayım. coşayım, yorulayım;
Küçük dünyamda, küçük oyuncaklarımla oyalanayım....
Gül olayım, lale olayım, menekşe olayım;
Nevbaharın nefesiyle dolayım!
İlkbahar geldiğinde yalnız bırakın beni.
Şiiriniz çok güzeldi...
Tebrikler....
...sevgi ve saygılar.
Bu şiirdeki ' beni yalnız bırakın' ifadesi yerine 'beni bana bırakın' ifadesi gelse daha güzel olmaz mı üstadım.
Yine bir memleket özlemi hem de bahar güzelliğinde
tebrikler
Tebrikler...
Saygı ve sevgilerimle...
İnsan çocukken hiç yalnız kalmak istemez, kalabalık ve cıvıl cıvıl arkadaş ortamı içinde yaşar çoğu insan çocukluğunu.
Fakat nedense insan büyüdüğünde çocukluğuna olan özlemi yalnız kalmak istemiyle yaşamak ister, bu istemle özdeşleştirir.Demek ki çoğu insan çocukluğundaki o güzel arkadaş ortamını büyüdüğünde bulamıyor/kaybediyor.
Yine de arada bir yalnız kalmak gereksinimdir.özellikle şuara için:))
Tebrikler abi, teşekkürler..
sevgilinin nefesi gibi eser bahar yeli
doldurur içimi bir farahlık sorma gitsin
selamlar..
GÜZEL BİR ŞİİRDİ...
TEBRİKLER.
SAYGILARIMLA
baharı dinlemek kendini yenilemek ..ne güzel..
sevgiler.
ne kadar olumlu duygu - düşünceler.. sevgilerim..
Bu şiir ile ilgili 16 tane yorum bulunmakta