Merhaba Kayıp Filozof
Kime kimlere idi bilmem ama,
şimdi,
benden sana bu serzeniş.
senden sana...
Sessizliğin kristal boşluğu
dökülüyor, kırılıyor
dondurulmuş bilmece şarkılarıma
bir geyiğin ayaklarına
dokunuyor bakışlarım.
alıp başını giden yalnızlık saraylarına
yıkımına mühürlenmiş bir duvarın
gölgesine sığınıyor yüzler,
bulutlar ayrılıyor benden.
zamansızlıktan sıkılıp,
yaratılmayı bekleyen bir tanrıçanın
çamurla oynayışı oluyorum.
camekanlı bahçelerin içindeki
toprağın isyanı
yerleşiyor kurak uykularıma.
ağlıyorken, yaprakların
bir ağaçtan aldıkları bir bilinç
düşüyor alnıma yasak bir çizgi.
dağımlı bir yatakta
sevişiyorken ölüm ve ömrüm,
bir gün daha doğuyor; unutmuyorum.
suyun sesi çıldırıyor,
eski bir anımsamada
çiçeklerin dalgınlığına tutunuyorum.
kapısızlığı çalınıyor saatlerimin,
ormansız bir yeşil,
büyüyor mışıl mışıl, utanıyorum.
dualarla uğurlanıyor
yıkanmış yaşam tabutları,
geceyi tükürüyorum kanaldırışsız.
sonsuzluğun,
kapıları da kapalı...
12.09.2005
Işık AktaşKayıt Tarihi : 12.9.2005 15:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!