Beni mecnunun diyarına götürün
Her şeyden uzak, bir O'na yakın
Gördüğüm tek Serap gözleri olsun
Belki bir Akdeniz mavisi kucaklar bizi
Radyoda tuttuğumuz şarkı bu sefer bizim
Hem pamuktan bulutlara uzanacaktık unuttun mu?
Unuttun mu dolunay olacaktı gecemizde bir de deniz ve yakomaz
Ahh o gece
O gece ikiye bölünecekti yeryüzü hani
Hani geceyi aydınlatacaktık
Bir tutamlık gülüşünle..
Bilmezdim ben eskiden aydınlığı, yeryüzündeki cennet kayganlığını
Meğer ne çok rengi varmış gökyüzünün
Bak, seni çiziyorum şimdi oraya
Şu mavi nefesin,derin ve heybetli
Pamuk bulutlar ellerin naif, kırılgan ve beyaz..
Bak, şurda da nefesini üflüyor rüzgar
Bir hayli kırgın
Bıçak sırtı gecelerimizin eksikliğinden.
Ahhh bilmiyorsun
Sen bilmiyorsun sevgilim, gücüm yetmiyor bundan sonrasına.
....
Şu yağan da neyin nesi?
Şu gam yüklü bulutlar,
Şu alacakaranlık gün ortası..
Evren alt üst olmuş bak
Bak nasıl da tersine dönüyor yokluğunda her şey
Dünyanın ekseni yokluğun sevgilim
Senin üzerine sergiliyor sanki hünerini..
Şimdi dinle beni,
Şehrin kış yağmurlarını sever
Dikkat et, üşüme
Kolay hasta olursun hem sen
Taşıdığın Cüssenin aksine.
Söyle bahara çabuk gelsin
Nisan kutlu aydır hem herkes bilsin
Değince takvimler nisandan o güne
Bir yanım günlük güneşlik
Diğer yanım zemheri kış.
Güzel olan doymak sana
Çoğaltmak seni, kendime katmak,
Anlamlandırmak.
Ayrı düştük, savrulduk
Ben bir yana, sen bir yana..
Ahhh bilmiyorsun
Sen bilmiyorsun sevgilim, gücüm yetmiyor bundan sonrasına.
Beni mecnunun diyarına götürün
Her şeyden uzak, bir O'na yakın.
Kayıt Tarihi : 27.8.2014 16:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!