Guaj boya ile boyanmış
İki duvar arasına sıkıştırılan bir resim
Sonbahar,
İki duvara Eylül akıyor.
Kirpiklerinde sulu boyadan rüzgarlar,
Dudaklarında kuru boya kalıntıları,
Kuraklıktan çıkmış imparatorluk kadar
Tenha susmaları,
Kaldırımlardan silinmiş ayak izleri...
Apartman topuklu bir ayakkabının
Otuz sekizinci katından düştü bir kadın
Yüreğimin zeminine,
Ölmedi,
Yaşattım.
Öptüm alnından...
Dün doğdum
Bugün dağ oldum,
Benim hiçbir zaman oyuncağım da olmadı
Oyun çağımda.
Çünkü;
Ben her zaman iyi bir oyuncaktım...
Seni seviyorum...
Şimdi ben burada geceyi yakarım
Gündüzün ısınması için
Sana kavuşmak için,
Asfaltlara oje sürerim,
Ben yoluna koşarken
Dünya çelme takar
Ben düşerim,
Notalar susar,
Trafik ışıkları morarır
Cesetler gömülmez,
Sen her duamın sonunda ki amin olursun,
Kalkarım..
Ne zaman elini tutmaya çalışsam
Yanardağ gibi kızaran suratımla,
Süratle cesaretsizlik esir alır beni,
Teninde çarpışan arabalar
Dönme dolaplar,
Atlı karıncalar,
Kendini kaybeden çocukluğumsun...
Omuzlarına çığ gibi düşen saçlarını
Okşayınca elime çiğ düşüyor,
Islanıyorum.
Iskalıyor hayat bizi,
Bir nefese iki
İki kalbe bir kişiyi sığdırıyor,
Nefsime yenik düşüyorum..
Ben bu gece sana bir kez daha
Aşık!
O-lu-yo-r-um...
Kayıt Tarihi : 30.11.2011 04:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Cevabı Verilemeyen Soru
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!