Yere yığılan gözlerimdi, hayalimdi.
Tutamadım kendimi yoktu gücüm,
Çünkü sensizliktendi.
Hayata elveda diyen yaprak gibi
Ezilmiş dünyaların üstüne düştüm.
Yoksul kaldırımlara misafirdim,
Üstüme düşen yokluğun.
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Ne diye hep hüzne koşuyorum?
Israrım duygusallığımdan mı?
Belki seviyorum,
Hüzünde kalmayı,
Kanadı kırılmış bir kuşla uçmayı.
Belki sessizlik gelmeyişindi
Sevdadan aşka gitmeyişindi.
Kalemime mürekkep olan,
Belki gecelerin ilham kokan sesiydi.
Kim bilir beni hüzne taşıyan.
Kalemini beğenerek okuduğum değerli şair kardeşim... Hüzün kalemine yakışıyor aslında fakat yaşamda mutlu olmanı dilerim. Selamlar
TEBRİKLER Kardeş Rabbım hayatından hüznü ve yeesi kaldırsın hep mutluluklaral dolu bir hayat dileğimle salamlar
Can Kardeşim. Harikasın. Şiirini hayranlıkla okudum ve 10 puanla tebrikler.Ben seni Asker oldun sanıyordum.
Selam ve sevgilerimle
Seyfeddin Karahocagil
Cannn, kaleminden hüzün damlamış ama harika bir şiir olmuş..Bu şiiri okuyunca, hüzünle ilgili benim çok sevdiğim bir alıntı yazı aklıma geldi..Biraz uzun ama yorum olarak onu senle paylaşmak istedim, umarım sen de seversin..İçtenlikle kutluyorum cann kardeşimi ve tam puanla...
Hüznümün asaleti başımın eğikliğinde gizlidir..
Kolayca Terk Ediliyorum… Beni Sevmek Çok Zor” Bazı şeylerin belli bir açıklaması yoktur, belli bir târifi… Efrâdını câmî, ağyârını mânî bir açıklaması, belli bir târifi yapılması için uzun ve çeşitli sözler, sayısız zamanlar ve insanlar gerekli… Sevmek üzerine yazmaya başlarken böyle demiştim, hüzün üzerine yazmaya başlarken de böyle diyorum; çünkü bu ikisi, yani sevmek ve hüzün illâki yan yana durur, ardarda gelir. Hüzün, sevmenin tadı-tuzu olur; sevmek, hüznün direği, suyu, havası… Evet, hüznün de çeşitli târiflerini yaptı hayat bana… Ama sevmek gibi başkalarının anlam kattığı târifler değildi bunlar, ben kendim, bir gece içimde buluyordum, gül kokulu bir mendil gibi, taptaze bir çiçek gibi… Mânâsı bana açık semboller oldu bu yüzden hüzne dair sözlerim… Ehl-i hüzne bergüzârım olsun. * * * Hüzün... H, yorgun he... Ü... İncecik bir dehliz, ucu en derinimize inen. Hüzün, z ve ü, h ve n; Allâh’ın yaratma harikalarından biridir bu kelime… Bir hâl, bu kadar güzel arz edilir harflerle ve bu kadar güzel setredilir seslerle. Bu kadar mezc olur bir kelimede mânâ ile madde, beden ile ruh… “Hüzün” denince akla “gam” gelir, hüzün değildir. Gam ağırdır, koyudur. Hüzün ince ve nârin yanını temsil edemez. “Üzüntü” gelir, geçicidir, ucuzdur; hüznün asîl ve paha biçilmez oluşuna yakışmaz… “Sıkıntı” denir, hüznün rengârenk atlasında pek soluk kalır bu. Evet, hüzün hem gam, keder, üzüntü, sıkıntı, endişe, vehim, korku ve nihayet suskunluktur, hem de hıçkırıktır, haykırıştır, sorgudur, yargıdır, umuttur incecikten ve nihayet fısıltıdır, gözyaşıdır. Hüzün biraz isyandır, biraz rıza; biraz gözlerini kaçırmaktır, biraz yüreğini sunmak... Hüznü ellerinde oyuncak ederse insan, başına taç etmek varken; yazık olmuş demektir hüzne ve insana. Keder denilse, keder lâubâlîdir, yapışkandır, yüzsüzdür; ama hüzün, dedim ya, asildir, peygamber soyludur, mübârek bir taçtır ki, ancak sahibinin başına tam olur. Beyaz papatyadan değil, ay ışığından örülmüştür. Bu yüzden sarartır insanın benzini, gözlerinin altı kararır bu yüzden. Yıpratır bazen, bolca gözyaşı döktürür, saçlarına ak düşürür; ay ışığındandır o… “Kadere iman eden, kederden emin olur.' Hüzün mübârektir, velûddur. Mübârek, velûd ve verimli olmayan gam, keder, tasa ve üzüntü, hüzünden değildir. Hüzün vakurdur, onurlu ve dürüst… Kaypak ve tamahkâr duygular, hüznü duyumsayamaz. Hüzün evet, duyumsanır. O denli nârin, o denli zarif… Büyülü bir güzelliği var hüznün. “O gül endâm bir al şâle bürünsün yürüsün Ucu gönlüm gibi ardınca sürünsün yürüsün” der gibi… Kırmızı, tül ve ipekten elbisesi ile önümüzden değil, içimizden geçip giden bir âhû gibi… Acısı yüreği kavursa da sevdası eksik olmaz onun. “Ben nereye gidersem gideyim Güzel gözlü sevdiğim benim Hüzün atımın terkisine binip Benimle gelir”
*** Güzel Dost; Yüreğine ve kalemine sağlık, çok güzel bir şiir bugün okuduğum en güzel serbest tür diyebiliri, hele şiirin finali bir harikaydı, yüregin ve kalemin daim olsun tam puanımla sayğılar sunarım
ŞİMDİ DİYOR AMASYA NIN DAĞLARI......BİR RÜZGARİ GELDİ GEÇTİ BURADAN....
DAĞ GİBİ YÜREKLERİ DELDİ GEÇTİ BURADAN.
ÇOK BENİM DİYENLERİ SİLDİ GEÇTİ BURADAN
FAKAT YAVUZDA KALDI GEÇEMEDİ BURADAN.
...............SEVGİLER CAN.
akıcı güzel bir şiir okudum..tşk.şairim...
hüzne muhtaç sevdalar, yanlızlığıda. belki ondandır yanlızlığa meftun oluşımuz kutlarım. yüreğin sevgiden dostan uzak kalmasın tam puan
Harika betimlemelerden mükemmel bir serbest.Tebrikler ve de tam puan benden..............halilşakir
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta