Sana bu mektubu kilometrelerce mesafelerden yazıyorum diye bir dizeye başlasam klasik türk filmleri aklınacak gelecek biliyorum. Lakin orada oynayan karakterler,masum ve saf aşkın temel öyküsünü anlatıyor dizeler. Ve bense buz tutmuş kaldırım taşlarını incelerken karanlık sokağın aydınlık ışıklarına doğru gelmediğin şehrimden,elini tutmadığım penceresi güneş görmeyen odamdan yazıyorum.
Bizi sahipsiz bırakıyordun los ışıklar altında çaresiz ve acımasızca. Buz tutmuş ellerimle yoklarken cebimi seyre dalmışım deniz kenarında uçuşan martıları hafiften sesleri dinliyor rüzgara karşı seyrek seyrek yürüyordum.
Sabaha karşı güneş kendini hafif belli ederken,kalp ritmime gece çökmüş sanki.
Ve şimdi seninle uzun bi yolculuğa çıkmak vardı kimselerin olmadığı caddelerle.
Her hangi bir şehirde,hiç bilmediğimiz bir odada sarılarak uyumak vardı.
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta