(*)
Mazlumluk yakışmaz senin fıtrına,
Zulmün yedi deryâ aşmış ünüsün…!
Seni mâzur görmek Musâ hatrına (!)
Sen bu insanlığın çirkin yönüsün…!
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
İSRAİL
İşgal ettin o gemiyi İsrail.
Söyle sonun bu dünyada ne ola
Gözü yaşlı yetimleri bıraktın.
SÖYLE SONUN BU DÜNYADA NE OLA
DİLEĞİMDİR CEHENNEM DE VER MOLA
Yaralıya kelepçeyi taktılar.
Çekiç ile sopadan da korktular.
Silahsıza kurşunları sıktılar
SÖYLE SONUN BU DÜNYADA NE OLA
DİLEĞİMDİR CEHENNEM DE VER MOLA
Filistin’i tecrit etti dünyadan.
Buna rağmen yardım geldi her yandan.
Yardımı da çevirdiler bir koldan.
SÖYLE SONUN BU DÜNYADA NE OLA
DİLEĞİMDİR CEHENNEM DE VER MOLA
Tükrük ile boğar seni TÜRKİYEM
Şehittir bu dünyada hediyem.
Bu sözlerin üzerine ne diyem.
SÖYLE SONUN BU DÜNYADA NE OLA
DİLEĞİMDİR CEHENNEM DE VER MOLA
Marmara’nın mavisi kırmızıya boyandı.
Orda olan ne elemli figandı.
Buna rağmen bu acıya dayandı.
SÖYLE SONUN BU DÜNYADA NE OLA
DİLEĞİMDİR CEHENNEM DE VER MOLA
Ölüm listesiyle o gemiye çıkıldı.
Bir bir kurşunlar acımasız sıkıldı.
Biliyorum bunlar çakaldan da çakaldı.
SÖYLE SONUN BU DÜNYADA NE OLA
DİLEĞİMDİR CEHENNEM DE VER MOLA
MEHMET ÇELİK
Bu mesajımı sil
boğazım düğümlendi...İstanbul'da sağanak yağmur, gözümden damla akmasına fırsat vermiyor...gök boşalıyor...gök ağlıyor...ve yer yanıyor yine...bu devran böyle gitmez elbet..ve birgün:
Birgün devran değişir,
Menfaatler gelir dize,
Ne bu düzen böyle gider,
Ne de dünya kalır size....
LANET SANA YAHUDİ.....LANET SANA YAHUDİ..
FİLİSTİN BİZİMDİ...
Hemsehrim ne dense boş. onlar o mühürlü dilleri kulakları gözleri ile senin benim onun dediğini duymazlar gördüğünü görmezler..işte onlar....
Buradaydım yüreğin dert görmesin Akan kan dursun üstelik nerede ne sebeple olursa olsun.
Hemsehrim ne dense boş. onlar o mühürlü dilleri kulakları gözleri ile senin benim onun dediğini duymazlar gördüğünü görmezler..işte onlar....
Buradaydım yüreğin dert görmesin Akan kan dursun üstelik nerede ne sebeple olursa olsun.
Hemsehrim ne dense boş. onlar o mühürlü dilleri kulakları gözleri ile senin benim onun dediğini duymazlar gördüğünü görmezler..işte onlar....
Buradaydım yüreğin dert görmesin Akan kan dursun üstelik nerede ne sebeple olursa olsun.
Yara büyük. Yara derin.
Tel dokunsa, gül dokunsa kanıyor.
Bu yara ellerimizle açtığımız yara. Cola kapağı açar gibi. TV de yahudi kanallarını açar gibi. Her gün bir Marlboro'nun süslü kapağını açar gibi.
Ve bu yarayı yine biz saracağız. Onların hayatı özledikleri kadar biz de hayat için ölümü özleyerek.
Teşekkürler Sayın Doğan. Neşter kaleminiz bu kez herkesin yarasına, büyük yaraya dokunmuş.
Ürkmüş sürü gibi dağıl inşallah,
Hamas'ın önünde eğil inşallah!!!
Kendi pis kanında boğul inşallah
Zira ki sen mel'un ırkın sonusun.
deyip selâmlarımı gönderiyorum.
Cani sıfatı yetmez cellat ismin önüne,
Bilmem ki ne kalacak, yarınına, dününe.
Hak yerini bulacak , kalmayacak yanına,
Dileyelim Rahman'dan, sen çirkefin sonusun.
KUTLADIM .
Tabibimin 'güzellikleri tarif' etmesine alışığız da, sağ olsun, bu defa 'çirkinlik'i de tanıtmış. Tebrikler ve teşekkürler.
Sanma soysuz! İkrâr, kabulden gelir!
Sanma İslam kanı sebilden gelir!
Bu miras sana ta Kâbil’den gelir;
Dün câniydin… Bugün yine cânisin…!
sevgili kardeşim öfkemizi dile getirdin. Bu şerefsizlere ne yazılsa azdır. Bence lügatlerden zulüm kelimesini çıkarıp yerine israil yazılmalı.
Yüreğin dert görmesin az bile söylemişsin o soysuzlara Allah (c.c) yakarışlarımızı duyar inşallah mazlumların ahını alıyorlar bakalım onların sonu nasıl felaket olacak Saygı dolu selamlar Gülay Oğuztürk
Bu şiir ile ilgili 28 tane yorum bulunmakta