Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
uyarır halkı efgânım kara bahtım uyanmaz mı
...
desem ol bî-vefâ bilmem inanır mı inanmaz mı
...
beni tan eyleyen gafîl seni görgeç utanmaz mı
bu sana ithafımdır
Leyla İle Mecnun'u en iyi anlatan şairi ve tüm diğer divan şairlerini biraz daha kolay anlayabilmeyi çok isterdim. Bu şiir insana tam olarak aşkı anlatıyor, eksiksiz gibi. Daha iyi anlatılamazdı herhalde, anlatılsa bile bunu Fuzuli'den başkası yapamazdı. Öyle ki Fuzuli için aşk elemden, gamdan başka bir şey ifade etmez gibi. Gerçek aşk da öyle bir duygu zaten. 'Kılma derman kim helakim zehr-i dermanındadır...' diyen şair için aşkın asıl lezzeti aşk acısında gizli. Keşke dilini de anlayabilmek için edebiyat hocalarımızı aracı yapmak zorunda kalmasaydık.
Bu arada Fuzuli ve divan edebiyatını sevenler için İskender Pala'nın son kitabını ve aslında tüm kitaplarını şiddetle tavsiye ederim.
Anlamayanlar İçin
Meni candan usandırdı cefadan yar usanmaz mı?
Felekler yandı ahımdan muradım şem-i yanmazmı
(Bu beyitte şair Sevgilinin kendisini canından usandırdığını fakat segilinin cefa etmekten usanmasdığını anlatıyor.Bu beyitte ayrıca şair talihinden yakınarak gökyüzündeki feleklerin yıldızların 'ah'larından yandığını ama kandi istek mumunun yanmadığından yakınmaktadır...)
Kamu bimarına canan devayı dert eder ihsan
Niçin kılmaz bana derman beni bimar sanmaz mı?
(Gazelin ikinci beyti olan bu beyitte Şair:Sevgilinin bütün halkın derdine derman ihsan ettiğini anlatmıştır.Yani insanların dertlerini iyileştirmektedir.Fakat şair şundan da şikayettedir ki Sevgili kendisini hasta sanmadığını için derdine derman kılmamaktadır...)
Şeb -i hicran yanar canım döker kan çeşm-i giryanım
Uyarır halkı efganım kara bahtım uyanmaz mı?
(şair gece vakti ayrılık acısıyla canının yandığını;gözünden kanlı yaşların döküldüğünü anlatmaktadır.Düşüncesinin halkı uyarıp uyandırdığını ancak kendi kara bahtının uyanmadığından şikayetçidir)
Gül-i ruhsarına karşu gözümden kanlu akar su
Habibim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı?
(Yüzünün görünüşü gül gibidir bunun için şair gözünden suların kanlı aktığını söylüyor.Sevgilinin özelliğin gül olduğunu bundan dolayı akar suların bulanması gerektiğini anlatıyor.)
Gamım pinhan tutardım men dediler yare kıl ruşen
Desem ol bi-vefa bilmem inanır mı inanmaz mı?
(Şair diyor ki;ben kederimi çok fazla sayardım sevgiliye bu bile azdır dediler.O vefasız acımasız sevgiliye bütün olanları anlatsan acaba inanır mı inanmaz mı diyor...)
Değildim men sana mail sen ettin aklımı zail
Mana tan eyleyen gafil seeni görgeç utanmaz mı?
(Şair Sevgilisine;Ben sana muhtaç değildim ama sen benim aklımı başımdan aldın demektedir.Bana ayıb ettiğimi söyleyen düşüncesiz acaba sen sevgiliyi görsen utanmaz mısın diye de soruyor.)
Fuzuli rind-i şeydadır hemişe halka rüsvadır
Sorun kim bu ne sevdadır bu sevdadan usanmaz mı?
(Şair son beyitte ismini söyleyerek;kendisinin rind (deli) aşık olduğunu bundan dolayı da bütün halka rezil düştüğünü söylüyor.Şair bu beyitte kendi kendine sorun bu nasıl sevgidir ,Bu sevgiden usanmaz mı diye de sormayı ihmal etmiyor..)
İlk bakışta bu gazelde beşeri aşk varmış gibi görünse de aslında ilahi aşk anlatılmaktadır.Sevgili diye bahsedilende Allah'tır.
kendimce bu tür şiirler günümüz insanının anlayacağı şekle çevrilmeli. Anlamıyorum, anlatamamda, ne diyeyimki. sanat kendini anlatmaksa, anlamıyorum. dünyayı anlatmaksa anlamıyorum. insanın ruhuna seslenmekse.ruhum hiç anlamıyor. fuzuli bügün yaşasaydı böylemi yazardı diye sormak gerekli.
Bu şiir ile ilgili 65 tane yorum bulunmakta