Aşk ne olmalı acaba, nasıl yaşanmalı bilmiyorum!
Bilmiyorum, çektiğim ızdırabın bana kaybettirdiklerini!
Bilmiyorum, inan bilmiyorum haddini hesabını!
Acıdan çok çektim, bilirim insanın mağdur oluşunu,
Ondan istemedim kimseye yaşatmak bunu,
Hep sevdim, umarsızca sevdim, ama sevilmedim!
Sevilemedim, çünkü hep çok sevdim,
Dünyamdan geçtim,
Onun dünyasını, dünyam kabul ettim,
Ama her defasında, orada yalnızlığa itildim ve kaybedildim…
Kim bilir kimin dünyasında kaybolmuş halde;
Yapayalnız bir adayım,
Bir denizin ortasında, kurak bırakılmışım,
Ne o tuzlu su giderir susuzluğumu,
Ne o denizin balıkları karnımı doyurur!
Ben yapayalnız beklerim,
Beni yeşertecek, canlandıracak,
O yüce insanı!
Ara sıra uğrar bir kayık, sandal sevinirim.
Her gelen beni bir süzer,
Ona, su ve yemek veririm.
Ama canı sıkılır gider bir anda,
Beni yine ıssızlığımla bırakır baş başa;
Oysa ne hayatlar kurarım ben onunla hayal deryamda…
Ve o gidenin ardından,
O bir bütün halindeki, yıkılmış parçalanmışlığıma
Karşı gelen bir ufuk kaldı hep;
Her gidenin ardından ne kötü tesadüftür ki,
Hep bir güneş batıyor olur o ufukta elimde olmadan
Ve beni sonu olmaz bir karanlığın içine atıverir her defasında,
Kan kırmızı bir gurubun ardından…
Lakin bir umut oluşur bende,
O umuda denk vakitte,
Bir ay yükselir o batı noktasından göğe,
Karanlığımı aydınlığa erdirmez,
Ama loş bir ortam sunar varlığıma,
Beni sarhoş eder geçmişime,
Yeni bir yolcu için umutlar koyar yüreğime,
Aşka yeniden salar ruhumu,
Korur da bu acı sarhoşluğumu,
Ta ki yeni bir güneş doğana kadar gök yüzüme.
Aşk, bir öpücük olsa keşke,
Hep öpüşsek dursak sadece,
Sevişmek bitiriyor bence,
O beslenilmiş duyguları hunharca…
En sevdiğim andır, öpüşme sonrası bakışmak,
Aşk akar o güzel gözlerden,
Koparırcasına ısırılmış dudaklardan ve kanı emilmişçesine kızarmış dilden,
En yüce tadı alırsın, damak tadın olur kalır,
İşte bu, aşk ile öpüşmenin daim kılınışıdır.
Ve yine bitti o hislerim sana, bakma öyle edayla,
Göz bebeklerin gel dese de yapamam,
Ben seni yeniden sevemem…
Sil göz yaşlarını be güzelim, acıtma içimi,
Islandı işte kirpiklerin, sana kıyamam,
O çok sevdiğim yanaklarında,
Yaş görmeye dayanamam.
Ben bir av, sen gafil bir avcı;
İşte yeniden bağladın beni kendine,
Seninim al, sapla hançerini bağrıma;
O dayanılmaz gözlerin ile, aldın beni dünyana.
Sonsuzluğumsun benim,
Deli mai bir sonsuzluğum,
Bir okyanus gibi, mavide yeşil tonumsun,
Bir çok küçük deniz, hatta ırmak bağlansada sana,
Beni bir kayık ile yüzdürüyorsun umarsızca suyunda,
Baygın bakışlar savuruyorsun her öpüşmenin sonrasında,
Seni diyorsun, istiyorum seni,
Al beni, sahip ol bana, kul olayım sana;
Maalesef bunu yapamam güzelim, aşığım sana,
Ben sana kul olmuşum,
Nasıl sahip olurum ben tanrıçama…
Yine bakıyorsun bana fukaraca,
Aşk bilmedim, diyorsun öğret bana;
Öğretemem ben sana ki, yaşıyor iken seni!
Ben bir köle olmuşum sana, hissettirmeden ruhuma,
Islatma kirpiklerini, dağlama ciğerimi,
Ben çok ağladım, inletme yüreğimi,
Ben acıyı değil, mutluluğu yaşamak istiyorum!
Seni öyle seviyorum ki,
Kelimeler ile duygumu anlatamıyorum,
Ancak gözlerimden görmelisin gözlerini,
Belki anlarsın halimi böylelikle…
Sen benim mavimsin, deli maim,
Edan deli, endamın deli, beni ediyor bakışların deli,
İki deliyiz biz seninle,
Siyah uzun saçlarınla yeşil tonunda mavi,
Ben ise, sende kaybolmuş, bir ürkek sokak çocuğu.
Hiç çıkmıyor varlığımdan gözlerin,
Artık senin olmuşum elimde değil.
Yollara düştüm, sen gibi arıyorum,
Bulamayacağım sen gibi, biliyorum.
Lakin hep banimle yaşayacaksın biliyorum.
Ama senden nasıl geçerim bilmiyorum,
Bir hayal oldun artık bana, küllenmeyeninden,
Arıyorum yollarda seni,
Seni değil, sende kaybettiğim beni…
Seni arıyorum, bulamıyorum.
Seni değil, artık kendimi bile bulamıyorum.
Bir küçük kız çocuğu gibiyim peşinde,
Bebeğini kaybetmiş ve bulamayan,
Bunun için gerçek göz yaşları ile ağlayan,
Sonra küsüp dünyaya, bir köşeye çekilip
Sonsuzluk içinde düşüncelere dalan,
Olumsuzluğun içinde, varolmaya çalışan,
Ama asla aradığını bulamayan,
Bulmadıkça, vazgeçmeyip aramaya devam eden.
Nice dünyalara sırtını çevirecek red veren,
O dünyalara ışık veren güneşleri karartmaktan çekinmeyen,
Ayı ve yıldızları da öksüz bırakan,
Çarşaf gibi kıpırtısız duran okyanuslara,
Göz yaşından bir damla bırakan,
Pare pare dalgalar oluşturan,
O dalgalar ile tüm kıyıları kırbaçlayan,
Engellenemez hırpalayışları yaratan,
Onu merak eden annesi, babası gibi,
Onunla ilgilenenleri yüzüstü bırakan,
Kendi çabası ile bulduğunu savunan,
Bunun değerini yücelterek,
Onunla sonsuzu bulduğu gibi, bende mutlu olmak istiyorum.
Sende böylesin benimle farkediyorum.
Çok sesiz kaldın da anlıyorum.
İstemiyorsun, annen, baban gibi olunmasın,
Kendi olsun istiyorsun adayın,
Tırnakların ile kazıyarak kör kuyuları,
Asıl böyle elde etmek istiyorsun.
Elde eden sen olursan,
Ancak böyle elde edilebileceğini söylüyorsun.
Tamam bebeğim, sen nasıl istersen.
Senin için,
Çabalayan sen olacaksın aşka,
Aşktan öte ne varsa, ona da…
Sen elde edeceksin beni,
Beni elde ettiğini söylediğin vakit,
Biliyorum ki, kendini bana teslim edeceksin,
Yorgun olacaksın, bilirim bu cehti…
Dünyam olacaksın,
Sen ise, en mutlu insan…
Seni çok seviyorum bir tanem;
Beni de artık çok seviyorum,
Önce seni sevdiğim için,
Sonra beni sevebileceğini düşündüğüm için…
Senden evvel, ah bir kendimi bulabilsem,
Bulsam da sevebilsem;
Hem seni, hem beni! ...
09/01/2007/salı
Erbil KutluKayıt Tarihi : 10.1.2007 02:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Artık senin olmuşum elimde değil.
Yollara düştüm, sen gibi arıyorum,
Bulamayacağım sen gibi, biliyorum.
...ne güzel dizeler bunlar.. şiirleri yaşayarak yazmak güzel bir sey.. teşekkur ediyorum...
TÜM YORUMLAR (1)