Güneşle yıkanan sulardan yükselen toprağım vatanım
Gülistan dinlendir o güzel başını huzur ver ruhuma
Yaslanma kedere darılma talihe bengisum cennetim
Şarkından türkünden methiyen esiyor gönlünden gönlüme
Lezzetli bir geçmiş meltemi tepeden iniyor titredim
Memleket seslendi ayağın uyağın vururken yüreğe
Bir iki ezgiler yağıyor sert sakin yarına mülâyim
Nereme bu rüzgar kanadı çarptıysa eyvallah feleğe
Karanfil kokuyor derenin denize attığı buğudan
Yelinde uçuşan andelip dalımda ötüyor şefkatle
Ufukta doğudan gün doğdu dağıldı yine gam buluttan
Zamanın en Küçük Asya’sı dünyalar beslemiş özenle
Çok uzak bir yerde rüyamda bir rüya olmuştun cananım
Kaçtım tan firari bir gece ocaktan bucaktan ay sonu
Ay bitmiş göklerin renkleri kararmış solmuştu yıldızım
Sessizce ölmüştüm ışığı tükenmiş bir lamba ben usu
Yetiştin yanıma anında gülüştük saçımı okşarken
Alevli rüyamda ateşler içinde yanmıştı tahammül
Keyifle seyrettim sırmalı saçını rüzgarın geçerken
İçimde pişmanlık kalmadı ey güzel kokulu nazlı gül
Sıcacık bağrına basmıştım başımı ma cismi deruni
Müziğin ketumi cümbüşün bitmeyen soluktan enfiye
Bilmecen hayal mi rüya mı? içime düşürdün sesini
Unutmak mümkün mü? Bir gelip bir giden bab bana hediye
Gözlerin asude ellerin duyarlı dudağın sevecen
Benliğim derende serinler çiy düştü lezzetli rüyama
Yüreğim hislendi karanlık beyhude kaçamam nehrinden
Bu yosun neşeyle sallandı körfezde lav gibi akıma
Toprağa yerleşen karanfil değildir derinde yaş yosun
Gerilir sallanır yavasça denizin şefkatli nabzında
Havasız güneşsiz yine de diridir yaradan korusun
Bembeyaz tertemiz bir sevda birikmiş yerleşmis zamana
En zengin yeridir yurdumun gönlünde tükenmez talihi
Fedakâr yürekli pürneşe nöbette vatana her yerde
Geceye lav olmuş rahmetli her şehre mum gibi her biri
Duydun mu? Esiyor sedası ölumsüz şehidin tekbirde
Vaadi yerine getiren bu aşklar bitmemiş burdalar
Yapışmış ruhumun etine doğuyor onlarla hep güneş
Karanlık ve sancı bilmiyor şehitler ölmüyor burdalar
Niyete murada vasiyet vatana amaçlı her kardeş
Solmuyor bahçede yaylanın çiçeği şehide ağlama
Bir daha ağrımaz vücudu kavuşmuş pak yüzlüm cennete
Şefkattir o nurlar merhamet doğurmuş goncalar yarına
Yas tutma fedai sığmıyor bu hayat nefese abeste
İlhamlı bir mümin mübarek Kur'anı basınca bağrına
Aşk ile tutuşur yüreği var olur sönmeyen heveste
Sevdin mi? Tohum var o tohum yarinle gönlünce yanyana
Dünyada kül olan şıranın tadıdır o ulvi kadehte
Kederli insanın yarası acıdır yarinden ayrılan
Köpürür kaynayan kanında sevdanın biriken albeni
Kokusu ürpertir üzümü zehirdir anısı mahveden
Dikeni sivridir helal et fedakâr çocuğa hakkını
Çok erken çok seven her aşkın gülüne ne gerek görkem
Yalınız duayla ahiret hoş olur secdede başına
Menekşe papatya karanfil çelenkler döşeli muhteşem
Tek sorma yiğidin ne renktir çehresi yakışır yaşına
Ormanın çalısı yaprak ve dikenle dolmuşsa yazları
Yılanın ıslığı ışıkta göz gibi kaybolur içinde
Süzülür dağında iblisler kıvranır beklerken fırsatı
O çölün hazindir mazisi nafile ecelin peşinde
Susamış acıklı dudağın kuruyan şehveti çok acı
O iğrenç sürüntü ininde duyulmaz köpüklü kahkaha
Dilinden gaile dökülür gözleri boş yoktur pırıltı
Gülerse tad kalır kanında hainin yalanı kâr riya
Bizimki sevinçtir içten ve yüksekten duyulan ıslığa
Rüzgara bir üfle o fitil titremez o ateş hiç sönmez
Dudaktan ruhunu öptümü kucakla bin parça hayıra
Bu canda bitsede bu gövde bölünmez pahası tükenmez
Akşamlar ve uyku kız gibi periler bakire göklerde
Nedir ki bedeli şafakta? İstersen bir atla gezelim
Bir pay var bizlere tertemiz ufukta ovada denizde
Cesurmu cesurdur bu sevda o atı kahince sürelim
Çok daha süratli hayalden çok daha kudretli önceden
Kimseye aldanmaz o atla en derin deryada yüzeriz
Obası hatıra vaadi tek ümit sahili gizlenen
Hayatın yeniden doğduğu yankıdan gizlice geçeriz
Tuz gölü verimsiz kalmadan kederin teptiği kumsaldan
Gürleyen kıyıya denizin yatağı olmayan duvarız
Yabani atları sürerken her gece gayretle bıkmadan
Emekle çabayla of çekmez tehlike ne ise korkmayız
Gecenin sükutu hedefi uğursuz her oku caydırır
Mertlikle çukuru tepeyi otluğu azimle ezeriz
Ansızın heveste sallanmaz iknayla düşmanı yıldırır
Kulakta küpesi her an giz o kalkan rüzgarı deşeriz
Tırmalar kulağı haykırı çehremiz havada umutlu
Fırtına ilkeme yırtılır sağırdır hasmıma geçmişim
Sınırı aşacak meşrebim ağırsa vay bana ne mutlu
Lavında yanarken bu seyrin hep sevda yaşasın demiştim
Kayıt Tarihi : 30.9.2015 07:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Altı metrelik daktilus ölçütünde.
Gurbete selam ve sevgiler....
TÜM YORUMLAR (2)