Bengal Kaplanı gölge muharebesi

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Bengal Kaplanı gölge muharebesi

Senin aslında hor gördüğün bu gölge’;
Gözü kara: ‘Yazık ki, sana benziyor,
Ağır suçlayarak gidip, ses vermediğinde! ’

*

Şu sağ kolundan aşağıya, içerideki;
Ağaçları anlatır sana:
Gösterir bir ulu ormanı, eski deyişleri anlatır;
Hakimiyet, üzerindeki ve bugündeki …
Ve dağlara doğru sen, çıktığınca,
Hayali bir pitbull, geziniyor
Oralarda, sağ omuzda …
Ve kaşına çaktırmış iken
Temelleri -
Gölgesi çeliğin - ve kulağın kepçesi …
Aslında hepsi de,
Kalp motiflerinin yüzeyi üzeri …

Yürek fokurdar dipten, ayrılıkta;
Derken gölgeler -ağlayacak mı- başlamaya …
: Gitmişti yürek, yeni bir temel atışa.
Yeni ama, aynı temel üzerine
Belki, bir dönem, bir rahatlama
Sergüzeştliği -acının kattığı
-Derler: “Ya, sonrası? ”,
“Acıyı mı susturdun, acıyla? ”

Ama, gölgesi bile yoktur Pitbull’un,
Ayrılıklar, daha -dönüşlü- yaşanmamışken:
Bengal kaplanı, vardır! .. Işığı ile oradadır hatta!
-Vahşi doğanın içinde!
Acıyla susmadı bir başka acı, demek;
Uğruna baharlarda sulanacak, sevmek.

*

Tenin içinden fırlar, yaşamak için;
Onun vahşi gözleri, onun azı dişleri.
Pitbull’sa, bakan nefretle;
Savurur rüzgara, gölgesini gururla …

Gölgeler uzayamamıştı güneş ile, bu gölgelikte!
Bu semirişte, bu Pitbull Mamut oldu fakat,
Dişleri onun uzadığında!

Bak! şimdi, geniş bir gölgeliğe çıktı bu ikisi!
Ner’den geldi: Pitbull, burada sanki ev sahibesi!
Fakat Bengal Kaplanı’ysa -onun olamaz tasması! -
Ebru sanatı- bir Kızılderili dövmesi!

İlk sıçradı tabi, Pitbull, başladı kemirgen!
Fiskeyle yere düştü, çöreklenen, kaplanın ensesinden!
Ayağa kalkmasını bekledi şövalye!
Sonra bir pençe -gerçeğinden- yedi; uzandı, yerde!

Pitbull yine uyandı, kayaların üzerine fırladılar!
Başladılar boğuşmaya! Çevrede, ısı düşmüştü, bu esnada!
Gök gürledi bir anda, çaktı bazı şimşekler!
Ve ulu orta, ihtiyar meclisinden,

Üç tane ağaç -yaşlı- devrildi!
Değil üçünden birinin, üçünün hepsinden;
… Altında kaldı bu bronz taş bebek!
: Bu kaplan, onun gözleri doldu yaşla!

Eğildi hasmının karşısında, büyük saygıyla!
Bu nefret kusan gözleri kaparken ama fark edecekti -
Kendi göz yaşlarından önce- aynı yaşları yine, nasılsa? ! ! ...
Dayanamadı, kendini astı, sağlam kalan heyetten,

Tekine -gölgeler artık çekilmişti, gökyüzü hürdü!
O gözlerde ilk görmüş olduğu gibi,
Ebedi olmuştu son gördüğü de...

*

Pittbull’un geldiği, steplerle buluştuğu,
..İzbe-mahiyetli.. -hörgüç-kısrağı:
Belki farklıca, su kaynatan savanların
-Ve sertçesine kayalık bölgeleri, steplerin! ..

: Bir dönüm noktası, sulak savanlarla kuru çöl arası;
Kurak savanların şaşırtıcı tropik yağmur ormanları! ! …
Çölde bir vaha, adı çıkası ada! Kaplanın
Karda izini süren nefret, kuşanmamıştı tasma!

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 3.9.2004 07:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ümran Demircan
    Ümran Demircan

    'acıyı mı susturdun,acıyla?'
    akıncığım,anlayan çok şey anlar...
    akılcı,duygulu ve savaşçı bir gönderme..
    kutlarım arkadaşım.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Akın Akça