Benden İstediğin Canımdır Canan

Külli beşer,bir fesadın müferisİnden râm olurda, alem üstümüze tuğyan ederse,
Bizim kalbimizin sipergahında de fetholmaz ıhlasımız var;
Güzel eyler neylerse benim ruhumu var eden kemali hilkat muradı ermeye ise eğer, ulaşır ancak sebrederse,
Üstünü zer için eşelese bile, bir ses vermez bu cihan, dışından özüne beyhude, amma bir ömre acı veren ihsası var,
Ben de senden bir can istemem behey canan, senin cananın yeter , nideyim bir can vermedikçe, Celili Hüda, değer bulmaz bir kaç cihanı birden verse,
Hikmeti Hüda'nın ne esrarı sırrına ne umman gibi bir söz ikbali şöhreti nedir ki;_Nil'in bulanık suyunda yalvaran Firavuna karşı Musa'nın asası var
İş, izanı hilkatte ne hikmet var onu bir üryanı alem içine koyup ta görmeli ki; ona verilen ne ise onu celbederse,
Lâkin kul hırkasında ki yün, kenarında bir damla su , yumak olmuş bütündür denilse de, denk düşmez Kevser hasretinin neresinde var?
Ya teşevvüş eyleme izanını beşerin, ya da, şabut adındaki mahlukun, olura, pişdarına diye bilmeden söylerse,
Ben ne desem de, bir kere de sen bak gece mehtaba, tana, sonra güneşe, bundan efdalı "bi yedihü" yekün mealinin hassası var,
Dünya dönmesine ağlasa hicranından, beşer ,gülse de, sonra yine ağlar her gölge siyahında dura dura , bir kilim serse,
"Ünziletül hayrın", kaçı muhtacın kısmetidir deyi tevzi feriştahına sual olunsa makbul olur hakikat ilminin kimde kalan tasası var ?
Alır giderlerken malı mülkü beşer namına, dağılan ne misli hayır için, kaç kile kaç şınık, kaç. teneke, ekini harmana serse
Zamanın acısı unutulunca bir gün gelir yetmez yine her dane acıya ulanır, demekki acının da muttasılı var;
Benim günahım kantarınca, cevabım keşke olaydı da, suale cevap vereydim,sebebim gönüldür deyi, Münkir ile Nekir bir dinleseydi,
Alın sırtından derlermiydi o zaman, yüküne bakalım, gönül inkarından başka nesi var?
Rabbim bilmiyoruz senin şefaatinin ulu hikmetinden bize nasibi nimetini inzal eylersin , amma, lokmayı çiğnemekten, dişlerime sual edilecekse,
Kalbide öyle söyledi, "diyeni de dinleyelim", mağrip ile maşrip ehlinden biri duymuş olursa ikrar eder ki, altın çeciyle lebaleb ne kadar kasası var ,
Demekki her lokmamda, her kulun hakkı var, sirkat ile yüklenen bu kervanı nasıl çekeyim: bezirgan da bana çırak gözüyle bakıyor
Bilemem ki kervana yüklenmiş, sirkatten mülk edinmiş tacirin kaç kesesi var,
Şimdi biz kervanı çekeriz amma, ya sorulursa çırak isen hamuleyi bilmeden, yine bu mücrime şerik olmaktan, i arş ile ferş arası kadar seni sur günü de kurtaramaz denirse,
Rabbim görmedik sirkatini tavil bir tacir ki, hangi diyardan bu kadar besilidir,yalınız, yakından bakınca, her beşerde bulunmaz kalınca ensesi var,
Fakat ben bu dünyada azabı güzaf ile karıştırdım, da o
yüzden müskiri, iksirden ayıramadan, sakiler elinde dağılan şarabın tacir fıçısına serdar edildim,
Benim aklım neki, akılda ne var sinede ne var, kısmetim hicran ise bunda kaç menzil ile gidilir yolda ne var?
Halbuki hayrın ve şerrin la yezülden, layemuta kadar sesi duyulmadığı bir an'a, dünya şahit olmamışken, ben müferrik olamadım, yeis etsemde, ne çare çok uzaktan şimdi duyulan sur'un sesi var.
Ya Celili Rahman! Senin şefaatin olmadıkça sur bütün bir tabutluk olur sana imanı taat üzre o vakit var olanı, olamayanı o berzah aleminde keremi şefkatin içre muhafaza, eyle,
Zira, emin olduk ki; kainat aleminden kalan feyz'in içinde yer bulacak, hangi zerrei cesimenin ikrarı inşirakinde ne var?,
Enver Ünver
14.7.2020
23.38

İnşirak:Göz açıklığı gönül rahatlığı
İnşirah:Çatlama, ayrılma palama,
La yezulel:Ezelden beri
Layemut:Ölümsüz ebedi
Müferrik:Fark eden,
Şerik: ortak
Zerre-i cesime :gövdeleşen yapılanan madde
Bi yedihü yekün :Herşeyi tasarrufu mülkü kudreti,Allahın şanı şerefi kadar yücedirO münezzehtir.
Hassa:Özellik, padişahı koruyan erler,özgül'lük
Ünziletül hayrun:Hayır için inmiş olan,
Şabut dicle kenarında derelerde yetişen bir balık tür
Ihlas: Çıkar kayglarından ayrılıp , sadece Allah için yapan
İhsas :üstü örtlü anlatma, sezdirme hissettirme,
Bezirgan :aşırı kar amacı güden, alış veriş yapan , tüccar
Tavil Uzuın boylu uzun süreli :