Parmaklarımı oynatabiliyorum…
Gözlerimde, beynimin coşkusuyla gelen, bayramyeri, oyuncak bahçesi gibi, sanki bez den yapılmış topla oynar gibi, salıncakta sallanırken, yukarıdan aşağıya düşüp, tekrar yukarı çıkıyormuşçasına bir şaşkınlık coşkusunda yüreğim…
Sanki yerinden fırlayacak. Hani kutuların içine saklarlar ya, altında yay olan palyaçonun el çırpması gibi, bir sevinçle, yerinden kopacakmış gibi…
Yüreğim koşmak istiyor…
Evet parmaklarımı oynatabiliyorum…
Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez küfen?
Devamını Oku
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez küfen?
Ya, bunun ikisinin ortası neresi. İki kelime hepsi, “seni” ve “seviyorum”.
Tek başına anlamsız kelimeler, ama ikisi yan, yana gelince… yanıyor insanların yüreği. Yalan mı hadi söyle,
Yunus, yanmamış mı,
Mecnun yanmamış mı,
aşıklar, ozanlar yanmamış mı,
ben yanmadım mı,
sen yanmadın mı?
Ben binlerce sayfa yazmadım mı, yandım diye,
Sen yazmadın mı yanıyorum diye,
Neden bu sevgi ateşe verir yürekleri…
O kadar içtenki dizeler sabah kahvemi keyfle içtim okurken,kalemine yüreğine sağlık tam puanla tebrikler.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta