Parmaklarımı oynatabiliyorum…
Gözlerimde, beynimin coşkusuyla gelen, bayramyeri, oyuncak bahçesi gibi, sanki bez den yapılmış topla oynar gibi, salıncakta sallanırken, yukarıdan aşağıya düşüp, tekrar yukarı çıkıyormuşçasına bir şaşkınlık coşkusunda yüreğim…
Sanki yerinden fırlayacak. Hani kutuların içine saklarlar ya, altında yay olan palyaçonun el çırpması gibi, bir sevinçle, yerinden kopacakmış gibi…
Yüreğim koşmak istiyor…
Evet parmaklarımı oynatabiliyorum…
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem