deniz kenarındaki sülüet in gökyüzüne vurmuştu
bıçak gibi kör kalp atışı gibi çaresiz bir duruştu bu
boynundaki ateş böceği ateşlerin içinde yanmaya razıydı
bir rıhtım ın uzayan gecelerdeki yanlızlığı gibi bakıyordu gözbebeklerindeki siyahlık
güneşe hasret kutuplardaki buzlar en acı şekilde sızıya mazhardı
tebessüm eden bir hayat vardı dudaklara gebe olmaya razı
binilen gemilerin büyüsü üstlere sinercesine her an vaktin tan sıcaklığını içe akıtıyordu
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta