Bir yolculuktu benimki; yolumu gösteren de, o yola ışık tutan da sendin
O yola buzdan duvarlar ören de, duvara ismini yazanda sendin
Sonra alıp elimden silahımı o duvarı yıkmamı isteyende sendin…
Matem arayışında olan da sen, mateme gerek yok diyende sendin
Bir BEN vardı bende, BENDEN öte işte o BEN likte sendin…
Şimdi ….
Şimdi yakılan sigarada, anılan her lahzada
Kimi zaman EKİM YAĞMURLARINDA,
Kimi zaman bir yudum anıda
Doluşanda SENDİN zihnimin köşe bucaklarına
Bir vakit…
Bir kasım akşamıydı....
Denizin maviliğini kaybettiği,
Ağaçların yeşilinden vazgeçtiği,
Yalnızlıkların susmadığı
Milyonlarca sahte aşkların yaşandığı
Sessizliğin baş kaldırdığı
Bir kasım akşamıydı...
Yolculuk devranı….
Önce öğrettin bana susmayı
Susmanın boyun eğmek olmadığını mesala
En güzeli de öğrenmeyi öğrettin
Dinlemenin erdemini,
Sonra AŞK ı öğrettin,AŞKI yaşattın bana
Daha sonra renkleri, kokuyu, tınıyı
En son yürümeyi öğrettin bana
Ama durmayı değil….
Ben hep giderken gördüm seni
Ben hep yolculukta;
Ama tek bedende iki canla çıkılan yolculukta
Yaşadım,yaşattım seni…
Ben seni dururken değil durgunken yaşadım
Şimdi NEREYE BU GİTMELER sorusuna
Cevap bekliyorsan şayet
Bana önce Durmayı ÖĞRET…
Kayıt Tarihi : 28.2.2013 17:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!