Dışsal olumlamalara gerek duyarız.
Hissedişlerimiz bile bağımlı.
Varlığımız bir teorem, kanıtını arar dururuz ilişkilerde.
Oyalanırız.
Her oyalanış, oyunun farkına varış.
Sabit olan hiçbir şey yokken bu âlemde, oyalanışa umut bağlarız.
Oyalanış âleme inat bir şey üzerinde ısrarla duruş mu,
yoksa üzerinde durulanın durduruşu mu, bilmeyiz.
Oyalanmadan git.
Oyalanmadan dön.
Çünkü oyalanmayanları dünya bir tur daha fazla döndürüyor(!).
Tur bindiriyor yaşam.
Bre miskin sindirmeden geç, tadacağın tatları düşün.
Oyalanmak, oynamak.
Tribüne oynamadık.
Oyalandık.
Oyunun farkına vardık, çünkü hiç yarışmadık.
Cümleler kurduk.
Sözcükleri harf harf ördük.
Harf sembol.
Sembol anahtar.
Anahtar, yüklendiği anlam denli etkili.
Bildik asıl olanın anahtar olmadığını, kapının ardındaki sır olduğunu.
Hani bazen derler ya, bir de senden duyayım.
Duyulmak istenen duyulmayan değildir asla.
Bir başka gelir kulağa, bir başka anlamlıdır söz.
Kurduğum cümlelerin hiçbiri bana ait değil, kabul ediyorum.
Onlarda anlam bulan sendin.
Şu an kurduğum hiçbir cümle de söylenmemiş değil.
Bir de benden duy istedim. Mesela,
“sakın uyanma, sayıklamanı seviyorum.”
Her şey bir gün biter.
Uyanırsın ki,
Mekân değişik,
Zaman yok,
Mühlet dolmuş…
Bu sözler de senin değil.
Bu sözün anlamı üzerine yazsam,
senin ne dediğine anlamlar yüklesem,
kaç değişik anlam verdiğini çıkarmak güç olsa da,
çalışmak bile keyif verir bana.
Oyalanırım, oyunun farkına varırım.
Güzelleştirme telaşında olduğun yüreğin, sözcükten kurşunlar salarım.
Sırra ermiş edasıyla.
Gülümsersin.
Üç doğru bir yanlışı götürür.
Alıştığım dört yanlışın bir doğruyu götürdüğüne aldırmadan, yanlıştan korkmam.
Yanılgını severek..
Bir sen vardın bu oyunda, bir ben.
İki çilin gir bir kapı açtık.
Kapıları zorlamaksızın, anahtarlarla.
Anahtarları hiç mi hiç önemsemedik.
Dedim ya önemli olan anahtar değil, kapının ardındaki sır.
Olağanüstü, olağandaki çarpıcı düzen.
Olağanüstü bir söz;
“her şey bir gün biter”…
sen söyleyince.
Biter mi?
Bitmez artık.
Yumdun gözünü, saklandın ‘gerçek’ denilen yanılsamadan.
Açtığımda gözünü, beni aramaya başlayacaksın.
Ve bulamayacaksın.
Ama oyun bitmeyecek.
Bitmez artık.
Sendeki kendimi hep arayacağım.
Bu oyuna ad koymak ister misin?
Bence olağan bir oyun adı olsun.
Mesela saklambaç.
Ve yine olağandaki çarpıcı düzeni görelim.
Olağanüstü bir oyun çıkaralım.
Hınzırca gülümse, bir daha.
Yalın’da bulduk aradığımız sırrı.
Yalnızlığı yakıştırdığımıza sığındık,
Bir kaos, karmaşa yaşadık,
Akıl ötesi, gönül berisi…
Doğal ile çözdük karmaşığın ağını.
Gözlerin sakındı sırrını benden, gözüme hiç bakmadı.
Hiç görmedi…
Ta ki yansıyana dek, varlığın içindeki yoklukta.
Gözlerin aşk ishali değildi.
Aşk misaliydi.
Siluetinde bin bir kişiliğin ritüeli gizliydi.
Seni her defasında ele veren muhbirdi,
Gözlerin…
En çok soğuktan hoşlanmaz yani benden hoşlanmaz yanını sevdim.
Beni sevemeyeni bile sevebilmeyi denemek,
bilirsin ne de çok hoşuma gider.
İsim yoktu,
mekân vardı,
zaman var mı yok mu belli değildi.
Bir rahme sancı oldun…
Doğdun, bir rüyanın ortasında üryan.
Biliyorsun ki seni bu yazımdaki kadar hiç olumlamadım.
Ama rahatım, bu bir içsel olumlama.
Kendini kandırıyorsan, artık sen düşün.
Sahi senin adın neydi?
Tabii ki biliyorum.
Semavi olanların ritüelinde,
Senin payına da kulağa ezan okunmak düştü,
Bir de senden duysam…istedim.
Sakın uyanma,
Sayıklamanı seviyorum,
Saçmalarınla vur beni yüreğimden,
ki,
Ben’den çıkamadım, kendi’me yola düşemedim ya !
Ey ben,
Tek bende’m sen ol,
Yusuf yüzlü kendi’n olduğunda, Züleyha’nın aşkına satacağım seni.
Kayıt Tarihi : 10.11.2022 13:05:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
-Benden kendime-
![Taş İskele](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/11/10/bendeki-8.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!