Hayat çok güzel değil mi?
Dünya!
Bizim dünyamız,
Güzel dünyamız,
Renkli dünyamız.
Yazı ile kışı ile,
Sıcağıyla, soğuğuyla,
Gecesiyle gündüzüyle,
Bilinmeyen yaşı ile,
Koca dünyamız, bizim dünyamız.
Yaşamak çok güzel değil mi?
Barış içinde, sulh içinde,
Yarınlardan emin,
Güven içinde.
Birbirimize karşı saygı, sevgi,
Mutluluk içinde,
Yaşamak çok güzel değil mi?
Bende yaşamak istiyordum!
Amerikalı, Avrupalı, Asyalı,
Tüm dünyanın çocukları gibi
Bende yaşamak istiyordum
Mutlu ve şen.
Beyazıyla, siyahıyla,
Sarı tenlisiyle, kızıl derilisiyle,
Sarılarak, kucaklayarak,
İç içe karışarak, kaynaşarak,
Sadece çocukça, insanca,
Yaşamak istiyordum, çok mu?
Her zaman oyuncaklarım olsun istiyordum
Arabam, uçağım, uçurtmam…
Büyüğünce ya babam gibi şoför
Ya da pilot olacağım diyordum.
Ama maalesef
Ne oyuncaklarım oldu
Nede büyüyüp pilot olmadım.
Hepsi çocukluk hayallerimde kaldı.
Niye biliyor musunuz?
Çünkü ben öldüm, çocuk yaşta öldüm.
Hayır, hayır!
Ölmedim, öldürdüler, öldürüldüm!
Evet, öldürdüler!
Kimler mi?
Bizlere özgürlük vaat edenler,
Saddam’ın zulmünden kurtarıp
Hürriyet verenler.
Kendilerine
Yüksek medeniyet ad edenler
Irak’a demokrasi diyenler
Çocuktum çok şey bilmiyordum
Bir şeyi iyi bildim,
Çocuk yaşta öğrendim
Demokrasinin ne demek olduğunu
Evet, öğrendim ne olduğunu.
Demokrasi, demokrasi.
Lanet olası Amerikan demokrasisi…
…Vaat, yalan,
İşgal, kan!
Esaret, ölüm,
İşkence zulüm,
Tecavüz, talan.
Güçlülere kalkan,
Acizlere umut.
Yalan yalan yalan!
Evet,
Bende yaşamak istiyordum
Ve yaşıyordum.
Ta ki yurdumuza demokrasi girene kadar.
Demokrasi geldi, “hamilerimiz” getirdiler.
Önce belli bir kesime düşman dediler,
Sonra şüphe büyüdü,
Rasgele tutukladılar,
Vurdular!
Kadın çocuk ihtiyar
Önce babamı vurdular,
Annem elinize düşmemek için
İntihar etti.
Ablam kayıp.
Niçin bunlar niçin?
Babamı vurdunuz anlıyorum
O bir erkekti, eline silah alabilir.
Savaşabilirdi.
Yetmişinde ninemi niye vurdunuz?
Ya dedemi? Felçti.
Kendini kontrol edemiyordu bile.
Beşikte kardeşimi öldürdünüz.
Niye, neden?
Yoksa arkada şahit mi bırakmak istemediniz?
Ya ben, beni niye vurdunuz?
Sekiz yaşında
Kendini bile koruyamayan
Masum bir çocuktum.
Vatanı nasıl korur, sizlere nasıl zarar verebilirdim?
Hâlbuki bizleri korumaya, kurtarmaya gelmiştiniz
Diktatörün elinden,
Zulümden.
Evet, korudunuz!
Ayırarak ruhumu bedenimden.
Şimdi özgürce uçup, dolaşıyorum
Göklerden bakıp zulüm, vahşet dolu
Ölüm, kan kokan yeryüzünü seyrediyorum.
İnsanlıktan nasibini almamış,
Üstün medeniyet zırhına bürünmüş
Siz insansı mahlûkları seyrediyorum.
Seyrediyorum
Doğup büyüdüğüm evimizi, avlumuzu,
Sokağımızı, seyrediyorum.
Bu sokakta koşup oynadığımız
Arkadaşlarımı seyrediyorum.
Her bir tarafta her biri
Kimi yaralı, kimi ölü.
Anadan üryan yatan
Cesetlerine bile hakaret edilmiş
İşkence görmüş
Cansız bedenleri seyrediyorum.
Üzerine bomba düşüp parçalanmış olan
Torununu bir et yığını gibi torbaya dolduran
Şu yaşlı kadını seyrediyorum.
Seyrediyorum!
Koparılmış başları,
Parçalanmış bedenleri, kolları, bacakları
Söndürülmüş ocakları, boşalmış kucakları
Seyrediyorum.
Seyrediyorum!
Kurşun ve bombaların altından
Kurşun yağmuru altına koşan
Çaresiz çocukları seyrediyorum.
Buluğ çağına bile gelmeden ölen
Çocukları üzerine ağlayan, feryat eden
Anaları seyrediyorum.
Düşünüyorum da
Sizin geldiğiniz topraklarda da
Ana denen kutsal varlıklar,
Masum çocuklar
Var mıdır?
Sizin çocuklarınız da bomba sesleriyle uyanıyor mu?
Onlarda kurşun yağmuru altında koşuşuyorlar mı?
Kulaklarının dibinden kurşun ıslık çalıp geçiyor mu?
Sizin analarınızda her patlayan bombadan sonra
Çocuklarını parça parça topluyorlar mı?
Ruhları inleyerek, titreyerek üzerine ağlıyorlar mı?
Acaba bizlere yapılanları
Analarınıza, çocuklarınıza yapılmasını ister miydiniz?
Eğer cevabınız hayır ise topraklarımıza niye geldiniz?
Niye kıydınız?
Niye, neden bu mezalim?
Neden bu soykırım, bu katliam?
Ne idi suçumuz, Irak’lı olmak mı?
Topraklarımızda petrolün bulunması mı?
Sizin güçlü, bizim güçsüz olmamız mı?
Adaletin güçlülerin yanında olması mı?
Şu an kafamda binlerce soru var
Ama sormam, soramam
Çünkü cevabı sizde değil, bende.
İnsanlığınızdan utanmıyorsunuz.
İnsanları sevmesini bilmiyorsunuz.
Saygı, sevgi görmemişsiniz.
Dünyamızın hepimizin dünyası
Olduğunu kabul etmiyorsunuz.
Etmek istemiyorsunuz.
Kimselere yaşama hakkı tanımıyorsunuz.
Bütün cevap bu.
Hâlbuki
Dünya!
Bizim dünyamız,
Güzel dünyamız,
Renkli dünyamız.
Beyazıyla, siyahıyla,
Sarı tenli, kızıl derili,
Çekik gözlü demeden,
Sarılarak, kucaklayarak,
İç içe karışarak, kaynaşarak,
Sadece çocukça, insanca,
Yaşamak istiyordum, çok mu?
Kayıt Tarihi : 27.10.2007 19:19:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mircevat Ahıskalı](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/10/27/bende-yasamak-istiyordum.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!