Artık sende, bende, dönülmez yolların sırtı dolu hamallarıyız. Hiçbir şey değişmeyecek biliyorum. Değiştirmeye de çalışmıyorum. Rollerimiz var artık hayatta, oynayacağız ve herkes gibi, mesutmuş gibi sürüp gidecek ömür. Senden önce sevdiklerim olmuştu, senden sonrada. Onlara da şiirler yazmıştım, onlarda bakışlarında eritmişti beni. Şimdi hiçbirini, hiçbir şeylerini hatırlamıyorum.
Peki, senin farkın neydi? Neden yıllarca seni unutmak istedim? Neden eski bir türkü gibi kulaklarımda çınladı sözlerin? Neden sadece sen kaldın rüyalarımda? Neden senin yürüdüğün yolları yasakladım kendime? Neden her sessiz telefonun ucunda senin olduğunu sandım? Neden her çalınan kapıda yüreğim çarptı? Neden her adımda seninle karsılaşmaktan korktum? Neden her sıcak bakış, senin olmadığı için üşüttü beni? Neden senden sonra, ben kimseyi sevemedim? Neden çok eskilerde kalmış, üstü tozlanmış duygular şimdi böylesine canlandı? Neden yıllar sonra bütün gizlerim açığa çıkıyor? Neden sana benzeyen insanların gözlerine bakamıyorum? Neden yıllarca adını hiç söyleyemedim? Neden benim yazmaktan başka sırdaşım, bir gönüldaşım olmadı? Neden beni kimseler anlayamadı? Bende neyini bıraktın sevgili? Bir cevabın var mı bu nedenlere? Neden benim sana bu kadar çok nedenlerim var? Bir adı var mı bunun? Sende neyim kaldı sevgili? Neyim kaldı sende... Bende neyini bıraktın sevgili...
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta