Bende Acı Çok Sen Hesaba Almasanda

Cüssesiz duyguları hamallar bile taşımıyor artık
ki çoğu hamal soğuk betonlarda arıyor yüklü sevdaları
bir hamalın emeğine giden yol/yokluk çeken duvarlar da asılıdır
yalnızlıktan öte kimsesizlikten beri bir türkçe ile

ve cüsse o kadar önemli değil artık çoğu sevda da
mühim olan önemli olandan
daha ciddi bir kurum haline gelse bile
bu ağır yükü taşıyacak hamal vardır her şehirde
ama her duvar taşıyabilir mi bu azılı hicranı sorusunu getirir beraberinde
soğuk duvarların yağlı boya hüsranında yazılıdır/hamal bulunur/sahipsiz bir türkçeyle
ki bırak beni/duvarlar bile taşıyamıyor bu acıların senelik izlerini
en iyi/ herkes bilir aslında en kolay/taşınabilen gereçtir huzur

ve sadece aşktır zamanın taşıyabildiği
gerisi yaban bir kimsesizliğin sırtımıza boca edilmesi

şimdiki zamanla geçmiş zaman arasında gidip gelen
cümlelerinin satır başlarına/hala bir çatışmanın izleri hükmediyor
hayata yada hayat ile başlayan yaşantına
bilmek/herzaman bilgelikle eşdeğer kabul edilmiyor
çok bilenle az bilen arasındaki farkı
çok yönlü cetveller bile tespit edemezken
trafikte sıkışmış acımtrak bir sesleniş kulaklarımda
sıkıldım gibi zerafetsiz, isteksiz gibi hamhalat

ve sadece sevgidir zamanın yakalayabildiği
gerisi mazlum acıların kulaklarımızda ki yankılanması...

şehri/şehir yapan kıvrak bir i harfi iken
sevgiyi/sevgisizce harcayan bu inadın/kaynağında mı yüzeceğiz hep/ıslanmadan
sevimsiz su oyunlarına sevimliymiş maskesini takarak
seni bilmem ama ben iddia ediyorum maskeli baloya maskesiz gidilebilir/sudan sebeblerle
ama hiç bir yüzücü kurak bir çölde yüzmeyi beceremez/maskeden bahanelerle
ki maskeden bahane olmaz aşk-ı teneffüs saatlerinde

ve ıslatan sadece aşkın değildir, ıslanan da var bu hikaye de
gözlerimde nasiplenir yalnızlık çökünce geceme...

beklemek asilliktir derken bekletene hakaret etmiş mi oluyoruz
bilinir bilinmez dolaylı bir anlatımla
haşa gülüm bekleyen bekletenden ötürü asildir zaten
bekle kökü bahane asalete
deprem gibi sallantılı çöküşme de bile
son kurtarılacakların listesini taşıyorum yüreğimde
hiçbir yıkıntının altında kalmayacak kadar dik bir duruş bu sevgi/yüreğine

yıkılmayan fevri kederlerdir
yıkılma şansı yüksek
yok olma şansı alçak bir sevişme de...

ihtiyaç duymadık çoğu malzemeye/ihtiyaca olan ihtiyaçsızlığımızdan değildi
ihtiyaçlarımızı karşılayacak sevgiler yeşeriyordu bahçemizde
şimdi kurumaya yüz tutmuş güneşlerimizle
karanlığın merkezine yelken açıyoruz
herşeye muhtaç hiçbir şey oluyoruz/yokluğunda
bütün tamlamalara açık
zarf atılmaya kapalı bir postahane ayrılığında
telgrafın tellerine bile sevgisiz ayrılıklar kondurulmuş/kuşlardan habersiz
ki çoğu grip mağduru

ve hasta olan yalnız kuşlar değil tellerden uzak
gözlerine hasret çeken yüreğim de var bu hastahanede..

isteksiz duyguların ekosunda raksetmeye çalışıyorum/şimdilerde
yanlışlarım ritim tutamayan darbuka üstadı havasında
biliyorum oysa çekip gitmenin herhangi bir yansımadan daha
cengaver olduğunu/gitmekse dönmemek anlamı taşıyor/benim için/her nakaratta
ve ben bütün şarkıların nakarat kısmını atlıyorum profesyonel bir ruhla/ki amatör bile değiliz daha
biz her çekişmeden kazançlarımızı düşüyoruz
alacaklarımızın peşinde acılar
verecek herşeyim yok/veremeyeceğim çok şey kadar/oysa
bende acı çok sen hesaba almasanda

ve aşk hesaplanabilir bir problem değildir
sonuç acıdır sağlamasında...