bence SOSYALİZM Şiiri - Yorumlar

Ertuğrul Sönmez
22

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Takvim devrimciliği de nedir demeyin ya da devrimciliğin takvimi de olur mu demeyin? Bu ülke de her şeyin olabileceği gibi devrimin takvimi de takvimciliği de olur mu olur! ! ! Nitekim bakınız şöyle bir gündeme ve de devrimciliğin nasıl algılanıp yaşama aktarıldığına bizim ne söylediğimizi net biçimde anlayacaksınız! ! !
Türkiye Devrimci Hareketi(TDH) uzun yıllar önce yakalandığı kronik bir hastalığın pençesindedir.Süreğen bu hastalıktan hiç de rahatsız olmuyor gözüken TDH bunu aşmak bir yana, bu hastalığın çarelerini aramak bir yana giderek hastalıkla yaşamaya ve bu hastalığın tüm bedeni ur gibi sarıp kendini teslim alamsına boyun eğmiştir.
Bu hastalık takvimcilik ve takvim devrimciliğidir.Bu gerçekten de TDH’nin en önemli hastalıklarından sadece birisidir.Perspektifli,ısrarlı,istikrarlı ve sınıfa ve sınıfın iktidarı hedefine kilitli olmayana mücadelelerin bu hastalığın pençesinde bu kadar yıldır beslenmesine şaşmamak gerekir.Zira sınıfla bağı olmayan,ekonomik-demokratik sınıf örgütlerinde ısrarlı-ciddi-kalıcı-istikrarlı bir mücadele ve onun siyasal mücadele ile taçlandırılması hedefinden uzak bir örgüt ve örgütlenme anlayışının sonuçta gideceği yer elbette ki burasıdır.
Her alınan darbe,TDH’nin gerekli dersleri çıkarmamasına bağlı olarak, daha da gerilere savrulmasına neden olmaktadır.Bir gelenek-devrimci mücadele geleneği oluşturulamamasının nedeni sürekli dışardan ve içerden gerilere çekme amaçlı darbelerdir.Nihayetinde teorik olarak gerekli derslerin çıkarıldığı gibi bir yüzeysel sonuca varılsa da,gerçekte bu pratik yansımalarını hiç bulamamıştır.
TDH,örgütlenme-örgütleme ve mücadelede her geçen gün geçmişle olumsuz anlamda kıyaslanabilecek omurgasızlık-olumsuzluk-şekilsizlik ve geriye düşme yaşamaktadır.Sınıftan umudunu pratikte yitirmiş-kesmiş kadrolar; asla ve asla teorik olarak bunu ifade edememekte,sınıfın mevcut durumunun analizi üzerinde yükselebilecek bir teorik-ideolojik çalışma yerine pratiğin yönlendirmesi,günübirlik çalışma-takvimsel hareketlilikler ve giderek sınıf dışındaki her kesimin ihtiyaç ve hedeflerinin öne çıkarılıp,çoğu yerde de teorize edilerek sunulduğunu görmekteyiz.
Sınıfın çeşitli bölüklerinin zaman zaman hareketlilikler ya da sıcak gündemleri,sıcak pratikle taçlandırılabilecek toplu sözleşme dönemleri bile devrimci gazete sayfalarının küçük bir parçasını işgal etmek dışında bir ilgi görmemektedir.Yerel işçi direnişleri yine gazete-dergi sayfalarının süsü olmaktadır ötesi ise bir hiç.Ne acıdır ki tamda durum böyledir.Ya tam bir ekonomist-reformist ve kuyrukçu bir yaklaşım ya da kuru bir gazetecilik aktarımı.Sınıf mücadelesi ve sınıf devrimciliği mevcut devrimci anlayışta karşılığını sadece bu anlamlarıyla karşılık bulmak gibi sınırlı bir durumdadır.
Aslına bakarsanız bu anlamda bile küçük burjuvazinin temsilcileri olan küçük burjuva devrimciliği kendi kimliğine oldukça yaklaşmaktadır.Daha önceki makalelerimizde de ifade ettiğimiz üzere zaman içinde taşlar yerli yerine oturmaktadır.KBD; kendi doğal mecrasına hızla akmakta ve kaymaktadır.Olması gerekli olan da budur.Ülkemiz gerçeği itibarıyla ve de nihai kurtuluşun komünizm olması gerçeğinden kaynaklı etkilenmelerden sosyalizme yakın duran,en azından teorik olarak bu durumu kendilerine yakıştıranların emperyalist kapitalizmin ağır ve vahşi koşullarında bu pratiğe kendiliğinden gelmeleri doğal ve normal bir olgudur.Ve de bu gereklidir.Ama beri yandan komünist devrimcilerin,ideolojik ve teorik anlamda bu duruşu tümüyle mahkûm edip siyasal arenada netleşmenin sağlanması gibi özel bir görevleri olduğunun altını çizmeliyiz.Bu yakıcı,yaşamsal ve de ertelenemez bir görevdir.

Tamamını Oku