Bence Sen Onu Sevmiyorsun!

Hakan Yandım
42

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Bence Sen Onu Sevmiyorsun!

“Bence sen onu sevmiyorsun! ”
Yalnızca mesafeler sevmeye zorluyor seni;
Hepsi bu!

Yabancısı olduğum bir şehrin sokaklarında kaybolmak, can çekişmek ve en sonunda ölememek gibi bir şey seni sevmek… Ve bir yerden sonra acıdan ölmeyi seni sevmeye takas ettirecek kadar yok edici… Bildiğin yollar varken; hep o ıssız, hep o en karanlık ve o hep senden bir şeyler götüren sokaklara dalmak belki de. Bazen korkusuzca bazen de bir o kadar ölüm korkusunu taşıyarak yüreğimde sevginden kalan boşluklarda… Hep acı çekmek yani anlayacağın ama bilinerek ve istenerek yaşanan acılar... Hiçbir zorlama ve baskı yok yüreğime! Hatta sana kalsa sevmesem bile seni, sen mutlu olacaksın. Onu sevmen benim seni sevmemi rahatsız ettirecek boyutta çünkü…

Ne büyük bir aşk içindeki ona karşı, bitmiyor bir türlü… Aylar geçti sen hala sevdiğini sanıyorsun. Belki seviyorsun gerçekten ama ben hep o sanmalarını görüyorum nedense. Onu neden seviyorsun bilmiyorum. Gerçi biliyorum, sevmenin olmaz bir nedeni. Yok, benimde sevmelerimin sebebi. Bir gülümseme bile yetiyor bazen ölesiye vurulmama ve bazen bir çift rengi önemli değil göz yetiyor acıları sırtlayıp taşımama…

Galiba aradaki mesafeler onu sana sevdiren, belki o mesafelerde ben olsam bende sevileceğim ölesiye. Yanlış yerdeyim yani anlaşılan! Sevilmek için bende uzak olmalıydım sana ve sen bir gün bittiğinde aşkımız, beni görüp acı çekmemeliydin. Gerçi sen acıları seversin ama bu kadarı da ağır gelir o güçlü sandığın kırılgan ve ince yüreğine…

Anlaşılan sende biraz acı seviyorsun benim gibi. Hasret duymak istiyorsun bazen. Bazense o mesafeleri görmezden gelip bir sarhoşluk yaşamak istiyorsun başka bir şehrin karanlığına inat! Ama yinede bilmeni isterim ki sen onu sevmiyorsun.

Yakından hep küçük görülüyor tüm sevgiler ve benim de sevgilerim. Anlaşılan sana yakın olduğum için en başından görülmez oluyor sevgimin değeri. Araya binlerce kilometre girince belki küçük sevgiler bile destanlaşıyor. Anlaşılmaz bir boyut kazanıyor küçük şiir parçaları bile uzaktan bir zarfa konup adresine postalandığında. O mektubu açarkenki heyecan yetiyor seni mutlu etmeye. Zaten senin onu sevmene bile gerek kalmıyor aradaki mesafeler ve yakın olduğunda bile yaşadığın uzaklıklar seni sevmeye zorluyor anlamsızca ve ister istemez… Zaten hiç sevmediğin bir arkadaşın bile olsa araya girince mesafeler onun adı dostluk olmuyor mu ve sen özlem duymuyor musun aylar önce nefret duyduğun o insana? Yani bil ki mesafeler zaten sevmeye zorluyor seni. Farkında değilsin ama sen onu sevmiyorsun…

Bence sen onu değil, aradaki o mesafeleri seviyorsun. Onu görmek için gittiğin şehrin sokaklarında kaybolmak hoşuna gidiyor. Burada bildiğin caddelerde turlamak, her gün gördüğün insanlarla yaşamak yetmiyor çünkü sana.

Bence sen onu sevmiyorsun. Sen o her zaman sevdiğin yolculukları seviyorsun aslında. Bu şehirde otobüs durağında bekleyen insanları görmek yetmiyor acıya doymak bilmez yüreğine. Sen ıssız bir dağ istasyonundaki sakalı bıyığına karışmış insanları görmeden mutlu olamıyorsun. Yâda yaşlı bir ninenin sırtında iki torunuyla birden tren bekleyişini görmeden kendi kendine yetemiyorsun. Bence sen onu sevmiyorsun…

Bence sen onu sevmiyorsun, sen mesafeleri, imkânsızlıkları, o yorulmak bilmediğin yolları aşarken harcadığın enerjini seviyorsun. Sen kendini kendine ispatlamayı seviyorsun mantıksızca… Zaten sen duramazsın hiç yerinde, hep bir kıpırtı var yüreğinde ve bedeninde. İşte sen o kıpırtıyı seviyorsun ve o kıpırtı seni sadece küçük bir tesadüf üzerine yabancısı olduğun şehre ve belki hala tanıyamadığın yabancısı olduğun bir sevgilinin kollarına atmaya itiyor seni… Sende benim gibi anlamsızca sevmeyi seviyorsun. Acılar hep yanı başında olmalı ve sen ne zaman ağlamak istesen o acılara sarılıp ağlamalısın doyasıya… Islatabilmelisin gözyaşlarınla o her gece sarılıp da uyuduğun sana yabancı yastığını. Çevrendekilere istediğin zaman verebilmelisin o acıyı. Ve onlarda senin gibi sevmeliler, alışmalılar mutsuzluklarla ve imkânsızlıklara…

Belli bir mutluluktan sonra seninde acı istiyor yüreğin ve sen bana değil işte o uzaktaki sevgiliye koşuyorsun… Dizlerin yaralanmış, kanlar içinde ama sen görmüyorsun… Kim ne derse desin ve sen ne dersen de: “ Kabul et! Bence sen onu sevmiyorsun! ”

Ben yüzeyde;
Sense dipte, sana uzatılacak eli tutamayacak kadar derindeydin…
Nedense görev edinmiştim o sıralar seni o dipten çekip almayı…
Aslında biliyordum:
Aldığın o ilk nefeste;
Başka kollarda görecektim seni,
Ve yüreğin gidip yine başka bir limanda güvende hissedecekti kendini,
Neyse ki ben her şeyi göze alarak yollara sermiştim küçük sevgimi…
14 Ağustos 2005
Saat 01:16

Hakan Yandım
Kayıt Tarihi : 5.6.2006 14:02:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Emel Çetin
    Emel Çetin

    BÖYLE BİR YAZIYA CEVAP YAZ DESELER , İKİ DAĞIN ARASINDA KALMIŞIM DERDİM.. DUYGULARININ MÜREKKEPİ DUYGULARIMI DÖKMÜŞ KAĞIDA... YÜREĞİNE KELAMINA VE KALEMİNE SAĞLIK..

    SAYGILARIMLA

    EMEL ÇETİN

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Hakan Yandım