Yıllardır, hep birilerini taklit yaparlıkla suçladık. Sanki görevimiz ve konumumuz bu! Kendimiz de, taklit olmayan! ne ise; onu bir türlü gösteremedik. Ve bir taklit dahi etmezliğin boş pısırıklığını taşıdık! Taklit etmedik, edemedik ama taklit nesne gereklerinin esiri ve müdavimi olduk! Olsun, ne gam küffar aklına muhtaç olmuşsun! Varsın olsundu küffarı taklit etmedik ya, sen ona bak! O kızıl şeytani cehennemlikleri Allah; güya çalışsın bilimsel gelişmeleri bulsunlar da, bizler rahat edelim diye yaratmıştı! Onun için el kapısını yol ve ekmek kapısı yapmıştık zahir. Olsun biz yinede bu halimize bakmadan, kendi içimizde batı taklitçilerini açık edip, bir güzel utandırdık ya! Buna da şükürdü!
Taklit bir örneksemeyi benzeterek, aynı kılarak yapıp öğrenme ve bir yetenek kazanma işidir. Taklit, bir olumsuzluğun da, öykünülüp; eleştirel hicivsel gösterme, karikatürizesidir. Taklit bir hevese gelimin, olumlanması ya da olumsuzlanması olabilmektedir. Taklit bir eylem koyuş ve yol alıştır. Bu yol alış olumludan başlayıp olumsuza gidebileceği gibi, olumsuzdan başlayıp olumluya da gidebilir. Sizin bilinciniz ve sosyal bilinciniz, kendinize güveni ve katkılığı, burada işe katacak, kendisini; yani birikim, çaba ve hünerini, olaya dahil edecektir.
Bir şeyler üreten, yazan çizen ülke aydınının ve ülkelerin; böyle bir saplantı ve takıntı tekrarlaması yoktur. Taklit içindeki bir ülke olup bitenin farkındadır. Dünya ile ilişki içindedir ve bir azimle çevre ile yarışma mücadelesinin girmiştir. Bu da şiddetle istenecek ve umur bir durumdur.
Bugün Çin, Dünya'nın en gelişmiş ülkelerinin ürettiği malı ve teknolojiyi üretmektedir. Siz isterseniz buna taklit deyin! Çin, üretir olmasının gereği olaraktan da, Dünya üretim paylaşımından zorunlu bir refah alacaktır. Bu refah, bizim olduğu kadar, gelişmiş ülkelerin refahından da pay almayla sonuçlanacaktır.
Bunun sebebi de basittir. Çünkü Dünya üretim kaynak pastası sınırlıdır. Bu sınırlı pasta üreten ülkelerce yeniden ve yeniden adeta aslan payına dönüşmek zorundadır. Bu durum belki de savaşla gelişecek ama konumuz bu değil. Çünkü bugün en gelişmiş ülkelerden biri olan ABD deki refah, bir evde üç otomobil kullanımı ağırlıklı olarak çıkmaktadır. Bu refahın alışılmasının, rahatının Çin’e vereceği aslan payı refahın, alışılmasındaki vaz geçme, nasıl bir tepki doğurur dersiniz? Çin bu nüfusunu; sınırlı Dünya kaynaklarının ne kadarıyla ve nasıl bir refahla düzeyi ile buluşturacaktır! Alın size bu da doğu taklidi! Sizin taklit dediğiniz, eş deyişle küçümsediğiniz, yaşamın bir savaşı ve yaşamın bir var edilişidir
Üretemiyorsanız, taklit etmek zorundasınız. Dikine dikine, kendine küheylan tavırla taklitçi olduk demenin, bir anlam ve manası var mı? Ama siz istiyorsanız baba devrine dönüp Dünya'yı yeniden keşif edebilirsiniz. unutmayın o da bir taklit; hem de uyuşma ile denk bir taklit. Bize de yolunuz açık olsun demek düşer. Bu kadar saçma ile uğraşmak, hep bizim gibi ülkelerin, iki ara bir derede kalış yazgısı olsa gerek!
Ama biz şu taklit ettiğimiz, yada eder, taklit eder olduğumuzu söylediğimiz coğrafyanın neyini taklit edebilmekteyiz! Hani taklit (refah-refahın dağılım kullanımı) nerede! Buna karşın hemen bir başka ve saçma akılsızlık aptal söylemini söyleyecektir. “” Biz batının bilimini değil, ahlaksızlığını aldık! ”” Bu kafanın ve mantığın düzelir bir yanı yoktur. Buram buram cehalet tütüyor...
Üretemeyen toplumlar taklit dahi yapamazlar. Çünkü akıl edemezler. Taklit ise sonuçta bir akıl etme işidir. Taklit doğal süreçte üretmedir. Kuşu taklit eder olmanız; sonu uçma olan eylemle, bugün evrenin içsel derinliklerindedir. Daha kuşu taklit edemeyen ulusla; diyelim ki batıyı, nasıl taklit edecekler? Bu bir yetenek, bilgi beceri teknik ve alt yapı işidir. Bilgiyi yorumlama ve dönüştürme işidir. Öyle bir şey varsa gurur duyarım.
Taklit öyle ağızdan çıktığı gibi kolay ve becerilir bir siyaset mi ki! Bakın maymuna; taklit ettiği yerdedir ve ancak orada kalır. Çünkü maymun taklidin akıl erdirme, öğrenme ve tekrarını oluşturma aşama ve soyutlamasını gerektirememiştir. Daha ebeveyn davranışlarını benimseyip sürdüren, yaşamı karşılama süreci içindedir. Taklit ile sürüden kopar, yep yeni, insanın tasavvur edemeyeceği bir yaşamsal davranış ilişkisi gösterememiştir. Bu da taklit değil mimirikidir kopyadır. Yani mimiksel bir benzetim ve duygu koyuştur. Mimiksel devinimler taklidin daha bir ön ilkel aşaması. Akıl koyuşa giden ön evrimsel gelişmedir. Ki dudak büküşle başlar. Bu da bir anlamanın akıl için ilgi oluş süreci adımıdır.
Doğada, sesleri taklit eder oluş; bugün evrensel müziğin gizemlerini, insan ruhunun enginliklerine indirmiştir.
Çocuğun anayı babayı taklidi, sosyal yaşamına eğimleşmesi ve sosyal yaşamı benimseyerek, içsinip buna katılmasıdır. Taklit çocuğun, sosyalde, yaşamda var olup, kendini göstermesine, oradan da; yaşamını ve insanlığını öğrendiği yollarla kazanıp üretmesine nedendir.
Taklit bir örneğin benimsenmesi kadar, benimsenmemesinin de hicvidir ki, sanatın ana teması ve üretimin temelidir.
Taklit, örneğin kişilerin eylemlerinde, denk düşen zaman ve zemin oluşunun, oyun ve tecrübe alanıdır. Ki bu bile eylemsel varoluş alanıdır. Hırslarınızı da bu yolla; iyi baba, kötü baba, iyi anne, kötü anne; yada iyi öğretmen, kötü öğretmen veya iyi doktor, kötü doktoru, taklidi olarak dışa vurursunuz. Ahlaki tutumlaşmanızı benimsemeler bu somutlukla olur. Deşifre edici tutumlara; olma ve olgunlaşmalara, buralardan girerek gidersiniz.
Kısaca taklit, yani benzeme; onun gibi eylem koymak; yoksa sizde yoksunuzdur. Bu bir benzerleşme oluşun aktiviteleşmeye cazibesidir. Ki sonuçta bilinçsel ve eylemsel çözümleme analizdir. Sonrası da, ilişkilerini yeniden kurarak, muhtevayı oluşturmak, taklittir. İşin esprisi ve püf noktası kavranmıştır. Artık farklı benzerler, farklı ilişkiliklerle, aynı sonucu verecektir. Bu taklidin sonu, kendinizi aşma ve kendinizi ürettirir olmanızdır.
Sürecek
Bayram KayaKayıt Tarihi : 26.8.2008 17:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!