bu sabah da yalnız uyanırım diye düşünürken,
bi kıpırtı bir ses belirdi odada,
hatta iki ses,
sessizliğimizi de sayarsan üç ses...
bu çoklu sesler arasından,
sensiz azlığım belli etmese kendini olmazdı zaten..
neyse ki;
iki çocuk geldi iki yanıma,
ben onları tanıyordum onlar da beni
hatta çok iyi tanışıyorduk..
yoksa;
biri gelip bir yanağımdan,
öteki de öbür yanağımdan öpüp yanıma uzanmaz,
ben de onları kollarımın arasına almazdım değil mi?
yağmur ile uygar,
daha küçücük çocuklar,
yağmur'un küçücük kulakları,
uygar'ın da çok tatlı yanakları var...
seni kıskandırmak için değil ama
bana sımsıkı sarılmışlar...
öylece durup hiç konuşmuyorlar..
uygar yüzüme bakıp
sonra birden gözlerini
kaçırırken benden;
yağmur kulağıma fısıldıyor;
nereye gitti nereye?
hani nerde?
uygar ablasına sarılıyor,
gözlerime gözlerini gizleyip de bakıyor.
ama yağmur;
yağmur usul usul yağıyor..
sonrası
seni çok özlemişler işte o kadar..
ansızın gelip de kapıyı çalarsın diye;
kimseye vermiyoruz yalnızlığımızı.
sabahları erkenden kalkıp,
öylece bekliyoruz,
saçlarımızı sırayla senden kalan tarakla tarıyoruz..
gelir de basarsan evimizin ziline;
sana doğru koşacak üç çocuk var;
ben yağmur ve uygar..
bu üç çocuk sessizce gelmeni bekliyorlar...
Kayıt Tarihi : 22.2.2006 16:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
sana doğru koşacak üç çocuk var;
ben yağmur ve uygar..
bu üç çocuk sessizce gelmeni bekliyorlar........hos eserler okumak keyif vericiydi...kutlar sevgi-saygi ile...yakup icik almanya
TÜM YORUMLAR (4)