Şöyle gel papağanım, azıcık söyleşelim
Söz soğan kabuğudur, açalım birer birer birer
Herkes deşer birini, birazda biz deşelim
Ucu bizde başlarda, sonu meçhule gider
Önce sana nasihat, sözümü iyi dinle
Taklit etme bizleri, sonra bizden olursun
Senin kendi öz yavrun düşman olur seninle
Üç kuruş meta için, içinden kahrolursun
Haklısınız güzel kuş, bizlerden çok korkunuz
Çünkü insanlığından, istifa etti insan
Ne dalavere, ne hile, siz sadece kuşsunuz
Batınımız karakış dışımız ise nisan
Ben uçabildimmi'ki kahırla bakıyorsun
Bana hiç yol vermedi içimde uçurumlar
Ruhunda ne hayal var, nede düş koruyursun
Benim ise mazimden her dakka bir kor akar
Kim esirdir kim köle, bunun kıstası nedir
Hangi terazi tartar içimdeki boşluğu
Sen kafestesin amma özgürlüğün sendedir
Yüzüme bak görürsün, esareti loşluğu
Ne hayat endişesi ne bir rızkın telaşı
Ne bir yarin tutkusu, ne ihanet vurgunu
Ne ateşten bir anı, nebir damla gözyaşı
Sen değil, benim dostum, bu cihanın yorgunu
Öyle bir kafeski bu, azap içinde azap
Her dakikam bir deprem, her saat birer enkaz
Kalpte patlayan volkan, ahu gözlerde kezzap
Görünmez ipte eşhas göz boyayan sihirbaz
Içime damla damla hayıflanma akıyor
Dost bildiğim kim varsa gösterdi som rengini
Ahbap gibi ahbaplar, yüreğimi yakıyor
Yücelik tozboz oldu ateş aldı engini
Bir şahinin gözüyle her sabah bakıyorum
Serçeler saçaklara, tünemiş, nede mutlu
İmrendikçe onlara, ruh gibi akıyorum
Çünkü bende fırtına, her şey kaus, bulutlu
Elbette kapanacak bu uyunda son perde
Buşalacak bu sahne silinecek bu dekor
Artık yeni sahnemiz bir türbelik ilerde
Sıra sende güzel kuş, orada sen kafes kur
Kayıt Tarihi : 3.4.2023 17:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!