Ben Umut'um Ben Neş'eyim Ben İnsan

Hüseyin Başaoğlu
119

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Ben Umut'um Ben Neş'eyim Ben İnsan

Ben bir yaşlı kadınım biliyormusun
Hayallerini yumak yumak,şiş şiş işleyen
Bazen de bir balıkçı,bindokuzyüzkırkdokuzda
Boğazda kepçeyle palamut tutan.
Bir kara trenim tozu dumana katmış giden
Senin nereden gelip nereye gittiğini bilmediğin,
Hayaller yüklü yolcularım var bilsen.
Bir de baharda renklerimi görsen
Orman olduğumda
Ya da çiçeklerimle bezensen,
Yine de beni beğenmeden

Loreena haykırıyor kulaklığımda
Tiz ve pes, Tango to Evora
Neler gördük biz bu yaşa kadar
Diyor resimdeki yaşlı karı koca
Hayat fırtına ve bir aldanmaca
Nota nota örmüş ihtiyarlığını yaşlı kemancı
O da, ben de yolcu, sanki dünya hancı..

Yaz başında bir salkım üzümün mutluluğu,
Umutlar katar katar, kayalıklardan bile taşmış
Çağlaaar ha çağlar..
Neredesiniz güzelim eski çağlar?
Onyedisinde sarışın, yeşil gözlü bir kızın beline dolanmak
Ve orada ihtiyarlamak
Söyleyemedi ne Nâzım ne de sazım
Dillenemedi bana,geri dönmek lâzım
Halbuki nakış nakış işlenmişti
Kelebeğin kanatlarındaki renklere
Aldanmış ve kalmıştık bir başka sefere.
Pembe gülün katmerlerine bakmak gerek
Aralarında neler saklıyor neler
Ne kararmış hayaller,ne işkenceler.
Aahh Loreena, sana ne Kıbrıs'ın ağaçlarından
Sen şarkına sarıl, onunla ol
Yanıbaşında bak
The Dark Night of The Soul....

Bir orman mantarının şapkasına sığınabilirmisin
Dert yağmurları başladığında;
Orman ve nehirin dansı kulaklarında
Sis mi belleğin oldu,yoksa belleğin mi sisli
Çocukluğunda sana bağıran o büyük çocuk -heyy çişlii..
Orman yolu tozludur iliklerine kadar
Tırmanır yalan sarmaşıkları azar azar
Ya sen bir türlü ulaşamadığım pazar
Hoş, ulaşsam ne ulaşmasam ne yazar

Papatya denizinde yüzmeye gidelim mi,
Pembe akşamlardaki gizemli sevgili?
Loreena'yı da alırız yanımıza
O'nun parmaklarında La Serenissima...

Peygamber mesleği bizimki diyordu çoban
Uluyan kurtlara aldırmadan.
Sordum gökkuşağının renklerini saydın mı hiç
Birbirinden ayırmadan.
Rengârenk döşeklere yorgan yaymada analar
Masallar söylemede kulağıma Loreenalar
Beklentilere gülümsemede kızlar
Başka şeyler hayallemede oğlanlar.
Çöl siluetleri,kaktüsler ayaklanmada
Yaşa Fener diye ünlemede Kadiköy ve Moda.
Sahilde gün batımı zamanı
Artık güneşi ellememeli
Ay'dan ise güneşin verdiğini beklememeli.
Sandallar karşı kıyıdaki umutları pazarlamada,
Kendi içinde sessizce yanmada Biga..
Sazlıkta kurbağalar konser verirken lâkayt
Loreena gümbür gümbür söylemede
All Souls Night
Semâya durmuş ruhumda semâzenler dönmede
Gece içime güzel şeyler söylemede.
Sivil gezen çocuk pantolonunu kaybetmiş ağlamada
Kucağına tırmanmış soğuğu ısıtmada Ana

Lâle toplamaya gideceğiz yarın Aksaz'a
Belki denize de gireriz belli mi olur.
Karpuz kabuğu düşmedi suya ama
İran'dan ithal eder belki biri, o da olur.
Hoş biz İran'ı pek sevmeyiz nedense
İnanma içiçeyiz öyle derlerse de
Sadece işine geldiğinde politikacıların
Bir barışır, bir kavga ederiz inanın.
Işıklar sönmede,ilerlemede gece
Çözülmedi hâlâ içimdeki bilmece.
Bu mu ilkel denen eskimo
Benim evimden rahat ondaki igloo
İçindeki güleç yüzlü,dışarda ayaz
Öyle bir dünya ki lekesiz bembeyaz

Ahhh fotoğraflar ve Loreena, beni nerelere götürdünüz
Halbuki siz benden çok üzüldünüz.
Varlıktaki yokluğuma mı şaşmalı
Şehre sabah oluyor, uykusuz bir geceyi daha mı aşmalı.
İçindekini nasıl yükseklerden döküyor şelâle
Kalın bir örtü altında uyumada aşağıda mahalle
Şiir gibi bir adacık belirmede hayallerimde,
Ağaçların siluetleri ne sırlar üflemede
Tek olan sonsuzdur ve daima
Öyle kalacakmış gibi görünüyor derken Lao Tse
Ne sırlar veriyordu Mevlânâ, bir bilse
Ve uysa insanlar, ne hoş olurdu
Kâinat bu sırla huzur bulurdu.
Tırtıl boşuna mı yemede yaprakları
Necîp ve Fâzıl'da bu sırrın ortakları..
Velinin oğlu bir garip, bunu özünden anlatmaya çalıştı
Nâzım şiir şiir dışını dokurken, Abidin heryerini boyamıştı.

Her sabah haykırmada aşağı mahallede çocuklar;
Türküm,doğruyum,çalışkanım,umutluyum..
Bense deniz kenarında oturmuş
Kalabalıktaki yalnızlığımı taşlıyorum
Beklemedeyim renklerin kaynağını görmeyi
Seslerin oluşumunu seyretmeyi..
Yıldırımlar düşmede yeşilin kalbine,
Yunuslar talihine gülümsemede
Fotoğraflarla birlikte dizelerde bitmede
Loreena ise hâlâ söylemede..............

Hüseyin Başaoğlu
Kayıt Tarihi : 1.4.2010 13:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


24 Mart 2002 saat 02.30 da başlandı yazılmaya,Güneş doğmuştu bittiğinde,kurbağalar bile uyumuştu. Biga/Çanakkale

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hüseyin Başaoğlu
    Hüseyin Başaoğlu

    Çok teşekkür ederim Merdiye hanım.Hoş geldiniz..

    Cevap Yaz
  • Merdiye Akar
    Merdiye Akar

    yüreğinize sağlık aranıza yeni geldim güzellikleri paylaşmak amacı ile....

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Hüseyin Başaoğlu