Köhnemiş duvarların esaretinde elan
Kabarıyor nemlenmiş hatıralarım
Hayallerim pul pul dökülürken betona
Yalnızca beton mu sanmıştın soğuk?
Beynimde kaynıyor bir müşkül aşı
Hiç Soru sormuyorum
Lal değilim, susuyorum
Çünkü ben susmayı kör duvardan öğrendim
Öyle bir yer ki; pamuktan hande
Heyulalar cenneti, kadim virane
Masada çözülmüş bulmacalarım
Sağdan sola 'Özlem'
Altı harfle yazılıyor da 'Hasret' diye
Altı bin sahife nakıs kalıyor işte
Şimdi eflatun kapı önümde duvar
Dilimde kıpırdanır muzır isyanlar
Çarnaçar, Çarnaçar, Çarnaçar
Susuyorum bir mevta sükutu ile
Çünkü ben susmayı der-i gamdan öğrendim
Görmediğim nehirler akıyor coşkun
Avuçlarım terliyor ve susuyorum
Susasam kanacak bulurdum elbet
Bu sımsıcak ölüler, de kimin müritleri?
Kırılmıyor dökme gafletten kilitleri
İdam mahkumu gibi
Son dileğimi susuyorum şimdi
Çünkü ben susmayı susmayandan öğrendim...
Kayıt Tarihi : 3.9.2023 15:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!