Özgürüm ben;
düşlerim, hayallerim var benim.
Kalemim, defterim, kitaplarım var benim.
Özgürüm ben;
kalbimin en ücra köşesinde
akşamları vişne rengine bürümüşüm.
Özgürüm ben;
Küba’daki Che gibi,
semadaki kuşlar gibi,
Kaf Dağı’ndaki Anka gibi.
Özgürüm ben;
Filistin’de intifada,
Çeçenya’da Şeyh Şamil’im.
Sokaklarda barikatlar devirmişim.
Toprağı alnımdaki terle sulamışım.
Mazlumun elindeki kanlı bir taşım ben,
ben özgürüm.
Bir adımda zem zemdir benim.
Afrika’da çocukların gözlerindeyim.
Özgürüm ben, açlık gözyaşlarıyım.
Eskimiş sokak lambasıyım ben.
Bir yanar bir sönerim, özgürüm.
Ali’nin elindeki yedi telli sazın yedisi de benim.
Arzu’nun sesindeyim, Arif’in derdindeyim.
Özgürüm ben,
dalından düşen yaprak gibi
hülyalara gide gele dünyaları dolaşırım.
Boyun eğmem zalim sultanlara.
Hükümdar benim, ben özgürüm.
Şakşakçılara gülecek kadar özgürüm.
Kalantorlerin suratına tükürecek kadar özgürüm.
Tamah etmem köleliğe,
rest çekmişim kodamanlara, ben özgürüm.
Az evvel bir kelebek gördüm,
dalında bir krizantem kokladım, özgürüm.
Gözlerimi kapatarak
yanımda olmayan sevdiceğimin
dudaklarından öptüm, ben özgürüm.
Mahpuslarda, zindanlarda
hasret türküleri içimde yankılanıyor, ben özgürüm.
Özgürüm ben Ay Işığım.
Ellerin ellerimde uyurum.
Saçlarını koklamaya mahkûmum.
Haydi kalk, gel benimle.
Bulutlarda dolaşalım, özgürüz biz.
Sevdayı kalbimize gömmüşüz biz.
Yıldızımız bizi bekler.
Bu hasretlik bel büker.
Bu dert ölümden beter.
Kayıt Tarihi : 28.10.2018 00:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
30 EYLÜL 2018 PAZAR
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!