Ben Senin İçindeki Sevda Kuşlarıyım

Ben Senin İçindeki Sevda Kuşlarıyım

Ben ulaşılmaz dağların uç noktasıyım,
Fetih edilmesi zor olan şehrin surlarıyım.

Cezaevinde volta atan kabadayının tesbihi,
Kendini arayan genç dervişin kızıl sakalıyım.

Akıl hastanesinde vakitsiz ezan okuyan bir deli,
Hacıların Arfat’ta vakfeye durup okuduğu duayım.

Katilin elinde susturucu takılmış maktule dönmüş silah,
İçenin hayat bulduğu dağ başında su kanyağıyım.

Müzikle eğlenip kendinden geçen bir genç,
Mevlana gibi sema yapıp huzur bulan ihtiyarım.

Soygundan kaçarken sırtından vurulan bir hırsız,
Camide insanları Hakk’a davet eden hocayım.

Düşleri çalınmış kendi kendini hapsetmiş bir bağımlı,
Kayıp oğlunu arayan ananın feryadıyım.

Kumar masasında durmadan dönen bir zar,
Eşinin yolunu bekleyen hanımın gözyaşlarıyım.

Zenginlerin şaşalı yemeklerinde arta kalmış yemek,
Somali’de Yemen’de Filistin’de Arıkan’da bir açım.

Hasedinden kardeşini öldüren Kabil,
Firavundan kaçarken denizi yaran Musa’nın asasıyım.

Kör ve sağır kelle kesen taş kalpli bir cellat,
Beni gören Hallac’ın boynuna asılan darağacıyım.

Dar sokaklarda yol kesen bir psikopat,
Erzurum yaylasında çobanın dertli çalan kavalıyım.

Soğuk kış günü köyde bacası tüten bir ev,
Şehirde umutları yıkılmış bir garibanım.

Sonu dramla biten üç bölümlük bir dizi,
Hatıraların üstüne benzin döküp yakanım.

Kınalı elleriyle baba evinden ayrılırken ağlayan bir gelin,
Kalleş kurşunuyla vurulup yere düşen şehidin ahıyım.

Benim için dağlar delinir, benim için çöllere düşülür,
Akıl sınırını aştıktan sonra görünen dumansız yangınım.

Beni sınırlamaya kalkanlar elimden aciz düşer,
Sultanları kul, aslanları kedi, kurtları kuzu yaparım.

Benimle olanı dağıtırım, acı içinde ağlatırım,
Özlemin hasretin en yoğun halini yaşatırım.

Benimle olan sevgiye muhtaç yavru kediye döner,
Sevgilinin cemaline bakınca sesini titretir ve onu boğarım.

Artık o haykırır da kimseye duyuramaz sesini,
İçinde kor olur onu durmadan yakarım.

Artık onu güneş, ay ve yıldızlar kıskanır,
Ben aşıkın dudaklarının arasından akan ballım.

Anlamayana az ve manasız gelirim, anlayana çok,
Yüreklere ünlem, kafalara soru işareti koyarım.

Sana inciden sözler dizdim, yarı tatlı yarı acı,
Gönüllerdir benim yatağım ve mekânım.

Dünü unut yarından da bir şey bekleme sakın,
Anı yaşa ben senin içindeki sevda kuşlarıyım.

Muhammed Bedri Hüdayi
Kayıt Tarihi : 28.12.2023 14:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Muhammed Bedri Hüdayi