Gömmekten geliyorum bir ayrılık gününü
Mezarlık dönüşü peygamber çiçekleri
Göğüslüyor gözyaşlarımızı yol kenarlarında
Mor bir teselli gibi.
Dursun diyorum, şurada ayakucumda
Ben senin tesellinde yatışmayan hiçbir şeyi
Dert diye sarınıp sancımam.
Ellerim diyorum ellerim
Öyle dalgın,
Bundan sen sanıp bir acıyı yoklamam.
Gül devşirdim yokluğundan
Ellerim kanıyor sanma gülün kızılıdır o.
Memleketim insanının merhameti gibi bazen
Sıvazlardın sancılı sırtımı
Okşardın yaramı acıtarak.
İşte öyle bilmeden,
Tanımadan kederimi
İyi geldiğini sanırdın ağrıyan yerlerime
Memleketim insanı gibi.
Ben senin
Beni bilmediğin yerlerinden sevdim.
Ellerinden sevdim ilk, henüz çocuktu
Neresine saklamıştın huzursuzluğunu
Sen bilmezdin,
Ben tutup sinemde uyuttumdu
Uyusun da küçülsün diye.
Ellerin
Bir yalnızlığı uyandırıyordum ellerin dedikçe
Belki bu yüzden beni sevmedindi.
Belki
Belki kadar anlamsız bir şeydi.
Atımın terkisine bağladım gözyaşlarımı
Alsın götürsün benden uzağa.
Küsüm çeşmelere, nehirlere, ırmağa
Şelale seni uyuttuğundan beri
Sularını içiyorum acıyla
Aşkımın cesedi nihayet çıkıyor aydınlığa
Yılgın bir ikindi vakti.
Düşmekten bahsettiler
Sen bir şelaleyi kucakladın.
Aşktı alıp verilen her bakışmada
Her bakışta biraz daha azalıyordun
Azalıyordun ve bulamıyordum artık
Seni kaybetmediğim o yeri.
Gözüm gibi bakıyorum yine de acına.
Gözüm oyum oyum oyuluyor sanki
Çocukluğun durup bana baktıkça.
İçimde bir yer durmadan kanar şimdi
Diyorum,
Başkasının etinde atıyor ya kalbin
Ezim ezim e z i l i y o r u m.
Kayıt Tarihi : 3.12.2025 15:40:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!