Ben senin direnişini sevdim.
Gökyüzü kadar berrak.
Yıldızlar kadar parlak.
Okyanuslar kadar engin.
Umut kokan, alışılmamış, sıradışı.
Bir deli ırmak gibi.
Coşkun, bir o kadar asi.
Korkuya gem vuran, yılgınlığa karşı koyan.
Yandaş olmayan.
Yan yola sapmayan.
Yan gelip yatmayan.
Ben seni sen eden direnişini sevdim.
Sana yakışanı sevdim.
Ben senin direnişini sevdim.
Susmayan dillerinle...
Savrulan küllerinle...
Sanki asırlar...
Yine bir sahne, yine bir seneryo, yine bir rol.
Durduramaz seni emin ol.
Yazanlar yazsın.
Oynayanlar oynasın.
Yorumcular yorumlasın, yüceltsin, abartsın.
Bir yere varan olmaz; çünkü İşin içinde sen varsın.
Senin olmadığın yer mi var.
Senin hükmetmediğin gerçek mi var.
Hadi söyle.
Kim oluyor yalancılar, kim oluyor falancılar, kim oluyor talancılar.
Değirmen dediğin ezmekten öte.
Tahıl, nimet, un, ekmek.
Açlığa çizgi çekmek.
Yokluğa çigi çekmek.
Çizgi senin çizgindir.
Yön senin yönündür.
Küre senin kürendir, hadi çevir, hadi döndür.
Hadi sahte ampülleri birer birer söndür.
Senin direnişin bir başka direniştir.
Senin direnişin, gerçektir, emektir, iştir.
Ben senin direnişini boşuna sevmedim.
Boşuna özlemdim, istemedim, övmedim.
Kayıt Tarihi : 12.5.2011 22:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!