Bir ala Ceylan ürkekliğinde
Tarifsiz korkularla sokulurken canevime
Bir tetik düştü sorgusuz, suâlsiz
Bin kurşun değdi korkusuz tenime.
Zamanın ötesine geçtim
Vasıtasız bineksiz
Yok'un, YOK olduğu iklimlerde
Bir başıma seyrettim
Bir başıma döndüm dolaştım
Kendimi gördüm, suretten öte,
Bin kerre bin ibrettim!
Tarif ne mümkün
Hangi kalıba girer bu sır
Hangi gözenekten boşanır
Hangi kovayı doldurur
İfâdesi âbes, çabalamak boş
Cavâbı İsrâfil, cevâbı, Sûr!
Bir havz-ı Kevser
Bir kâse nûr
Yüreğim yanıyor
Tâkâtim bitmiş
Ümidim var
Bir tas ne olur!
N'olur korktuğumdan âzâd et beni
N'olur ümidim boş çıkmasın
N'olur koşturma gayrıya
Beni bu çirkeften al
Beni bu hâlden kurtar
Rahmet deryâlarına sal!
Sebebim olmasın taşıyamadığım şu yükler
Ben, Seni istiyorum gerçekte
Bütün bunlar, oyalanmalar bâhâne
Gücüm yok, yönüm yok
Yürekten, tâ yürekten yanıp
Ağlamadık günüm yok.
Biliyorum yüzsüzüm
Hesâplar ayrı çıktı
Gâileler, tasalar
Nesepler ayrı çıktı!
Ben âhdime sâdığım
Lâkin, gücüm yok benim
Yok diyen yalan söyler
Dağdan acım çok benim.
N'olur korktuğumdan âzâd et beni
N'olur ümidim boş çıkmasın...
Kayıt Tarihi : 26.1.2007 16:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!