Yine sarhoş olmak istiyorum,
Boş kaldırımları sensiz geçmek
Taa..! Cehennemin dibine kadar gitmek,
Zıkkımlanıp üç kuruşluk şarabı,
Seni biraz unutmak istiyorum...
Yine aklıma geldi bu akşam zülfün,
Hani saçlarını okşardım da,
Kıyamazdım tenine dokunmaya,
Sakalım iki günlük diye öpmezdim,
Gözlerine dalıp öylece bakakalırdım ya?
Vallahi şimdi şu an bile öyleyim...
Çok denedim unutmak için seni,
Her defasında biraz daha sana daldım,
Düşüncelerimden söküp atmak için,
Yemin ederim hovardalık bile yaptım
Ama olmadı!
Ne yüreğim attı kuş gibi,
Ne de gözüm kaydı,
Senden başkasını kadın diye görmedim,
Sakın ha yanlış anlama! Ben seni hiç,
Şerefsizim hiç aldatmadım...
Yine bu akşam bir tuhaflık var içimde,
Bak seninle beraber geldiğimiz sahildeyim,
Ay yok ve yıldızlar parlamıyor gözlerin gibi,
Ve hava çok soğuk şu yaz gününde;
Oysa mevsimin tam ortasındayız,
İnadına titriyorum sudan çıkmış it gibi,
Neredeyse şişe düştü düşecek elimden,
Koy vereceğim sıktığım dişlerimi…
Kim bilir? Bu benim kaçıncı binlik isyanım,
Utanmasam anasını satayım,
Oturup şuracıkta avaz, avaz ağlarım,
Her akşam bu mezbere de,
Sen Türkan Şoray bense Kadir İnanır;
Devlerin Aşkını oynamaktayım.
Senaryo belki alışılmış türden,
Ama oyuncu olarak sen ve ben;
Bir de benim aşkım var bilmediğin,
Çok derinden…
Şimdi kim bilir? Hangi züppenin kolunda,
Hangi fiyakalı arabada?
Hangi yıkılası konakta?
Hangi yanıp yok olası mekandasın?
Hangi gözler sana bakıyor?
Hangi eller hoyratça dokunuyor?
Hangi dil, hangi ağız sana türkü söylüyor?
Sen bilseydin benim sevdamı?
Yemin ederim gitmezdin!
Kaç yıldır böyle hep gizli, gizli ağladığımı,
Kaç bin defa sensizliğe isyanımı;
Kaç yüz yıl hasretinle yandığımı,
Bilseydin gitmezdin,
Üç kuruşluk mutluluğu,
Beş para etmez saltanata değişmezdin?
Bilseydin? Gezdiğin yolda ayak izini,
Yastığında saçının telini,
Rüzgarda buram, buram kokunu,
Lavaboda diş fırçanı sevdiğimi,
Vallahi bırakıp gitmezdin!
Ben seni işte böyle,
Denizin toprakla öpüştüğü gibi,
Gecenin güneşle buluştuğu gibi,
Arının çiçeğe uçtuğu gibi,
Ayın suda gölgesi, ağacın tomurcuk vermesi,
Bir bebeğin annesini sevmesi gibi sevdim...
Bilseydin seni ne çok sevdiğimi?
Tövbeler olsun bırakıp da gitmezdin;
Gitmezdin..!
Kömürden daha kara gözlerini,
Rüzgarla dans eden saçlarını,
Delip geçen yıldız bakışlarını,
Dizinde uyutan dokunuşlarını,
Unutmadım! Unutamadım!
Gevrek simitle içilen çayda,
Zehra teyzenin bahçesindeki salıncakta,
Mahallenin delisi Yusuf’ta,
Şu içine tükürdüğüm kaldırımlarda bile;
Sen varsın…
Ben seni hiç unutmadım… Unutamadım..!
Adnan Yılmaz
Adnan YılmazKayıt Tarihi : 21.4.2009 02:14:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TERK EDİLMİŞLİĞİN HİKAYESİMİ OLUR?
![Adnan Yılmaz](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/04/21/ben-seni-hic-unutmadim-3.jpg)
BEN SENI HIC UNUTMADIM adli yukardaki siirinizi cok begenerek okudum okumakla kalmadi tüm duygulariyla kalbimde hissettim tesekkürler
Mende emanetin var,özünü unutmusan,
Gel özünü apar get, apar unudum seni
Özünü mende goyub sen meni aparmısan
Gaytar unudum seni,
Gaytar unudum seni...
Zehra teyzenin bahçesindeki salıncakta,
Mahallenin delisi Yusuf’ta,
Şu içine tükürdüğüm kaldırımlarda bile;
Sen varsın…
Ben seni hiç unutmadım… Unutamadım..!
UNUTMAK KOLAY OLSA İDİ BU ŞİİRLER YAZILIRMIYDI.
KUTLUYORUM DEĞERLİ KALEMİNİZİ.
TÜM YORUMLAR (14)