Ben seni görmeden sevdim

Mesut Kabamaklı
42

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Ben seni görmeden sevdim

gecenin bir yarısı düştüm yollara sokak sokak
kendimi aradım dönüyorum pervaneler gibi
mutluluk örülü bir tuzak ben kimim nerden
gelirim nereye giderim sorusu beynimi parçalıyor
birden koşu verdim düştüm kalktım tekrar koştum
düştüm sıvasız bir evin önünde soluklandım
bir seler geliyordu içim ürperdi ay başka bakıyordu
sanki tüm yıldızlar o evin üstündeydi birden biri hz muhamed
dedi sanki kalbim yerinden oynadı
bu kim olabilirdiki kalbimi bukadar hızlı çaptıran
o heycanla ordan koşu verdim eve
adımlarım beni yormadan heycanla atıyordu
sanki bir atın üstündeymiş gibi
mutluluk içinde koşuyordum
oysaki mutluluk bana örülü bir tuzaktı beni bu derece mutlu
eden kimdi acaba kararan kalbim mutluluk yayar olmuştu
o heycanla evini kapısını açtım
soluk soluğa anne hz muhamed kim diye sordum
annemin şakın bakışları altında souk bir cevap çıkı verdi
ne bilim dedi
buz gibi donu kaldım yerimde annem dedikoduya
devam ederken
gözüm poker masasındaki babama ilişti
yanına ilişerek kulağına hafiçe fısıldayrak hz muhamedi
tanıyormusun babacığım dedim
hiç aldırş etmeden ağzından tek bir söz çıkı verdi
kredi kartının limitimi doldu hal ederiz
doğum gününü unutmadım bu arada araba siparişin hazır
ve dönüverdi masasına
oysaki benim bir damla sevgiye ihtiyacım var karanlık dünyalara değil
başımı öne eğerek odama doğru yürüdüm
içimde bitmez tükenmez bir sevgi büyüyordu
sabah olunca koşa koşa evin ordaki camiye gidip birine o içimi ısıtan ismi sorcaktım hz muhamedi
bu derece aşkın sebebi kim olabilirdi heycan giderek artıyordu
bu akşam başka bir akşamdı içirdeki insanlara rağmen
sevgi yayıyordu o isim dilimde bal oldu durmadan akıyordu
gözlerime uyku çöktü ilkez bukadar rahat uyuyordum
ve bir ses kulaklarımda çınlıyordu
sabahın seherinde evimizin karşındaki camide
huzur verici bir ses vardı oysaki gündüzleri duyuduğum sesleri
nasıl olurda duymamışım beni uyandıran bu sesi
aklımda fikrimde kalbimde o isim hz muhamed
sabahın seherinde beni uyandıran sese doğru yol aldım
çeşmenin başında bir kaç kişi oturmuş su ile elerini yüzünü
ayaklarını kulaklarını yıkıyorlardı okadar güzel bir suydu ki
o suyun akışına daldım bir el omzuma dayandı
ne bekliyorsun dedi abdest alsana
ben başımı öne eğdim anlamış olmalı ki
elimden tutup çeşmeye kadar götürü verdi
tertemiz bir yüz bakmaya kıymadım
ben bu caminin imamıyım
ben ne yaprsam sende aynısını yap dedi
her su serpişimde kalbim daha hızlı atıyordu
ve döndü dediki biliyormusun
hz muhamed bizi cennetin kapısının önünde bekliyor
bizi abdestimizle tanıyor biz onun ümetiyiz
hz muhamede yaklaştığımı fark ettim
ondan söz ederken gözleri parıldıyordu
kalbimde yer edinen hz muhamed tanıyan biri çıkmıştı
bu sevgiyi anlatcaktı
hadi içeri gidelim dedi her adım atığımda yüreğim hızla
çarpıyordu içimdeki ateş giderek yanıyordu
burası allahın evi bu semt te kimse gelmez camiye
uykularını heder edemezler oysaki rabim diyorki
o sabah namazına kalkanlar varya uykusunu bozanlar varya
onlar benden ne isterse istesin ben veririm günahlarını afederim huzura erdirim
şimdi melekler izliyor sevinçele bizleri
ayağı kalkarak namaz kıldıracam ben ne yaprasam sende aynsını yap dedi
kalbim bir huşuyla çarpmaya başladı sevinçten uçacaktım
ilk defa bukadar mutluydum ilk defa allaha bukadar yakındım
sanki her tarafım gül bahçesiydi
namaz bitince rabinin evindesin dua et o seni işten ve görendir
elimi açı verdim şükür ettim beni bu sabah huzur şelalesinin içine koyduğu için
ve hiç birşey geç olmadan kendine sığındırdığı için
bana bakarak allah evrenin tek sahibidir o doğmamıştır eşi benzeri yoktur o ne isterse o olur dedi
elime bir tespih ilştirip hz muhamede salavat getirmek için
ağzından çıkan her söz bal kokuyordu
zül celali sübahan allah diyince sanki her yer dönüyordu
zül kemali elhamdüllilah ağızdan çıktığı an
kalbim durmadan atıyordu
zül kudreti allahu ekber dediği an sanki her yerde güller açıyordu kuşlar ötüyordu
ve yanına çağırdı bir derdin mi var
evet dedim hz muhamed kim içimde bahar estiren
onun adını duyduğum an huzura erdim
o aşkla erdim pervane gibi dört döndüm
evladım o alemlere rahmet peygamber karanlık gönüllere aydınlık
o allahın habibi sevgilisi bu dünya onun uğryna yaratıldı
onun sevgisi diilere destan
anlatıkça sorularıma cevap buluyordum
artık tanıyordum o bizlerin peygamberidi
ümmetini çok seven alemlere rahmet peygamberdi
bana bir kitap uzatıp bu onun hayatı oku dedi
vedalaşarak o mutlu evden ayrıldım eve geli verdim
umutları tamamen bir kasada sıkışmış olarak karşımda duruyordu
horlama sesiyle ailemin
bir an geriye döndüm onca mutsuzluk arasında neler yapmışım
babamın cebime koyduğu onca mutsuz şeyler arasında mutluğu buldum o sevgiliyle
kitabı okumaya başladığım anda yaşlar akmaya başladı
yetim kalan hz muhamed kimse süt vermeye çekinmişti ve onca eziyet çekmişti ümeti için yeri gelmiş dişi kırılmıştı
bir damla kan düşmesin diye çabalamıştı ümmeti helak olmasın diye
oysaki merhametli iylik severdi
bütün çabası ümmetinin refahı huzuru için şuanki yaşam onun
çabasının meyvesi
ama biz bir tek tohumu esirgemiş alemlerin rahmetinden bunca eziyetin mükafatıymış onu anmamak
onu anmayan dili yırtmak geliyor içimden onu hayal etmeyen
gözü oymak geliyor onun adı ile çarpmayan kalbi sökmek geliyor içimden
onun anmayan kalp hurdalığa terk edilmiş arabadan farkı varmıdır
denizin dibinde boğulmaya mahkum değilmi
yerdeki taştan ne farkı kalır
alemlerin sultanını zikretmeyince
senin sevgin veysel karaniden gelir yemen ellerinden geçer
bütün dünya ya yayılır
rabim senin sevgini tüm kalıplaşmış körleşmiş karanlığın
komutanı olmuş tüm gönüllere koysun koysun ki
seni anmayan dil zikretmeyen kalp kalmasın çünkü sen ümmetini bağrına basarak seven peygamberdin
seni candan maldan yardan evllatan anadan badan üstün tutmadıkça iman etmiş olamaz buyuruyor allahu teala

Mesut Kabamaklı
Kayıt Tarihi : 12.4.2010 10:43:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mesut Kabamaklı