İnşa edilmemiş,kayıp giden bir gençliğin,
Hüznüyle sesleniyorum sana anne.
Bir zamanlar,
Kimi görsem tebessümle gülen bir çocuktum.
Kömür karası saçlarım vardı,
Yanağımda minik gamzelerim,
Gözlerim hayata umutla bakardı.
Ah, saçlarım...
O kömür karası saçlarım…
Evin içinde bir köşeden diğerine sürüklenirken,
Küçücük bedenimle birlikte
Çocukluğum da sürükleniyordu.
Her kopan saç telimle,
Çocukluğumdan bir parça eksiliyordu.
Gençliğim,
Kadınlığım yok oluyor
Ve en çok da ben yok oluyordum.
Köhne, rutubetli duvarların izi
Yüzümde kalıyordu her bir darbede.
Bazen mor,bazen siyaha çalıyordu,
Ve çocuksu duygularımdan kan damlıyordu,
Oysa her çocuğa
Gülen bir yüz yakışmaz mıydı, anne?
Her başım duvara çarptığında,
Yapma anne, yapma! diye
Feryatlarım arşı alaya yükseliyordu.
Geçecek,diyordum kendime, sabret...
Birazdan uyuyacak ve her şeyi unutacaksın.
Ama unutulmuyordu...
Sadece çocuk kalbimi kandırıyordum.
Bedenim acımıyordu bu acılardan geçerken,
Oluk oluk ruhum kanıyordu.
Körpecik yüreğimde
Öfke ateşleri yanıyordu.
Ve içimden şunu soruyordum.
Neden ben?
Daha küçüğüm,
Nasıl taşıyayım bedenime ve kalbime ağır gelen bu yükü?
Oysa sen öğretmiştin bana dinimi.
Söyle anne,
Bizim dinimizde çocuklara zulüm var mıydı?
Gecenin en zifiri karanlığında
Karabasan gibi çökerdi ellerin üzerime.
Kan ter içinde uyanırdım uykularımdan.
Söylesene anne,
Allah annelerin ellerini
Çocuklarını sevsinler diye yaratmadı mı?
Kendimi,
Gayrimeşru dünyaya gelmiş bir çocuk gibi hissediyordum.
Öyle kimsesiz,
Öyle çaresiz…
Soruyorlar bana:
Niçin evlenmiyorsun,
Niçin kimseyi sevmiyorsun?
Oysa ben seviyordum...
Ama hiç sevilmiyordum.
Söyle anne,
Bu sevilmeyişim
Çocukluğumun kara yazgısından,mı sirayet etti ruhuma,
Yoksa
Senin sevgisizliğinden mi,
Kayıt Tarihi : 17.8.2025 22:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!