Halen kızabiliyorsan bir insana,
Kendinle savaş önce harp meydanlarında,
Bencilce kırabiliyorsan yürekleri,
Çatırdamaktadır ruhunun üç adımlık direkleri
En masum silahtır dillerin
Kınayabiliyorsan sende yok olana sahipleri
Sisli düşüncelerin ellerindedir zehirlerin
Bir türlü sevemiyorsan –kendini bile- karşılıksız
Ve tasnifliyorsan getirisine göre tüm duyguları,
Mahpusunun yollarındadır gözlerin…
Vazgeçtiğin gün ‘ben’ demekten,
Ellerinle çözülecek kendi dizginlerin
Öğreneceksin sevmenin ehemmiyetini,
Kendiliğinden silinecek kibir kokulu sözlerin…
Terk-i yâren gibi yeniden karalarım mektubumu
Dönülmez sanılan ufkun ‘dün’ kıyısında
Gel git çizip, gün batımını resmederken
Okurum kelimelerinin kıtlığında,
Ve yeniden öğrenirim belki de sevdayı
Geceden kalma, bitkin yarınlarımda…
Ben, Sen, Siz, cümlemiz, “beşer” sıfatında yeriz kendi kendimizi,
“Su çürür, tuz kokar,
Öyle bir bataktır ki adına insan denilen mahlûkatın ‘ben’ mevsimi...”
Kayıt Tarihi : 28.11.2011 15:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
tebrikler,
TÜM YORUMLAR (1)