Ben Numan Konakçı’yım.
İlk ve son görevimi yaptım Diyarbakır’ın Bismil İçesi’ne bağlı
Bahaki Köyü İlköğretim Okulu’nda
On bir aylık evliydim.
Eşim Ayşe Konakçı’yı tayinle getirmiştim yanıma.
Dört aylık da bir kızımız vardı.
Adı Mahinur.
26 Ekim 1993 günü,
Ölüm fermanı yazıldı bizim için
İstiklal Marşı ve bayrak için
Geride sadece, ansızın hayatından çıkıp gittiğimiz
Kızımız Mahinur kaldı.
Ben Nurettin Aslan’ım.
Nasılsınız Hacı Ömer Serin ve Aydın Yılmaz?
Benim kader arkadaşlarım.
Son yolculuğumuza beraber uğurladık birbirimizi
Korku yoktu o an gözlerimizde
Biliyorduk öleceğimizi.
Yıl 1996.
23 Nisan’a sayılı saatler var.
Kahramanmaraş’ın Ekinözü İlçesi'ne bağlı
Altınyaprak Köyü’ndeyiz.
O gece,kaldığımız lojmana geldiler.
Tören yapılmayacak dediler.
Ellerimizi bağlayıp gözlerini kırpmadan bizi kurşuna dizdiler.
23 Nisan sabahı,okula geldi öğrencilerimiz
Ellerinde bayraklar,dillerinde marşlarla
Atalarının kendilerine armağan ettiği
Çocuk bayramını kutlamaya.
Ben Sait Korkmaz.
Yer Ağrı Doğubeyazıt’a bağlı Kazan Köyü.
Tarih 28 Eylül 1994, saat gece yarısı.
Evimin bahçesindeyim kanlar içerisinde yerde.
Eşim ise başucumda ağlıyor.
Başındaki tülbenti çıkarmış göğsüme bastırıyor.
‘’Beni de vurun.’’diye karanlığa haykırıyor.
‘’Ölme ne olur, doğacak bebeğini de gör.’’ diyor.
Sesi hala kulaklarımda.
Yattığım yerden eşimin o haliyle
Bana yardım bulmak için çırpınışını izliyorum.
Ölümün eşiğinde olduğumdan habersiz
Korkuyla bekleyen kızımı düşünüyorum.
O zaman acım, göğsümdeki kurşun yarasını bile delip geçiyor.
Oysa ne umutlarla gelmiştik buralara
Yeni ufuklar açmayı hedeflemiştik yarınlara
Bedenimle beraber toprak oldu hayallerim.
Şimdi ben, tüm sevdiklerimden uzak kara bir gecedeyim.
Ben Neşe Alten.
Mezuniyetimin ardından
Diyarbakır İli Bismil İlçesi Çavuşoğlu Köyü'ne çıkmıştı tayinim.
Babacığımın gönlü razı olmamıştı yalnız gitmeme
O da benimle birlikte gelmişti görev yerime.
Tarih 26 Ekim 1993
Öğretmenliğimin yirmi beşinci günüydü.
Henüz yirmi bir yaşındaydım.
Yaşama dair umutlarım,hayallerim vardı.
Ama babamı da yaşamımı da haince aldılar benden
Doyamadım mesleğime.
Öğrencilerime,öğretmeye doyamadım.
Sadece yüzleri kaldı aklımda,
Onları sevmeye doyamadım.
Merhabalar ben Betül Tekin
Yaşasaydım şimdi on sekiz yaşında olacaktım.
Üniversitede okuyor olurdum belki
Annem ve babam gibi eğitimci olurdum kim bilir?
Annem Yasemin Tekin, babam Bayram Tekin.
Bitlis İli merkez, Düzköy’e bağlı Erikli Köyü’ndeyiz.
Tarih 25 Ekim 1993
Annemle babam telaşlılar.
Civar köylerde lojmanlara saldırılıyormuş.
Biz de köyde bir eve sığınıyoruz.
Birkaç kişi geliyor,arayıp bulmuşlar izimizi
Ellerinde kocaman silahları var.
Lojmanı boşaltmamızı istiyorlar.
Okulun bahçesindeki evimize doğru yürüyoruz.
Hemen arkamızdan da onlar geliyor.
Üç yaşındayım henüz, annemin kucağındayım.
Kalp atışlarını,nefesinin soğuğa karşı sıcaklığını hissediyorum anneciğimin.
Karanlığı delerek gelen bir gürültü kesiyor gecenin sessizliğini
Annem,babam ve ben kanlar içerisinde yerdeyiz.
Artık üçümüz de cennetteyiz.
Ben Burçin Uysal.
Tarih 24 Aralık 2003
Ağrı’nın Doğubeyazıt İlçesi’nin Ortadirek Köyü’ndeyiz.
Aralık ayı malum,dondurucu bir soğuk var.
Kalem tutan parmakları ısıtmak için,sobaları yakmak için
Erken gidiyoruz okula.
O talihsiz gün yaşandığında,öğrencim Okan Kömürcü de yanımdaydı.
O küçücük elleriyle yardım etmek için erkenden kalkıp gelmişti okuluna.
Fark edemedim.
Yanan sobanın içerisine tineri boşalttığını fark edemedim.
Bir anda alevler sardı Okan’cığımı
Hiç tereddüt etmeden kapandım üzerine
Ama o alevler büyüdü,beni de içine aldı.
Canım arkadaşım Aysun Karalar.
Yirmi üç yaşındaydı.
Bizi kurtarmak için daldı alevlerin kucağına
Bizi de kendini de kurtaramadı.
Okan’cığım erken yumdu gözlerini
Dayanamadı o küçücük yüreği yaşadığı acılara
Bizler de ardından veda ettik hayata.
Belki PKK terörüne kurban gitmedik.
Ama yer-köy beğenmeden,seçmeden buralara geldik.
Buralar da vatan toprağıdır dedik.
İyileştirilmemiş koşullar içerisinde görev yaparken yitirildik.
Vazife malulu diyorlar bize
Oysaki şehit olarak anılmayı bizler de hakkettik.
Kayıt Tarihi : 5.11.2008 22:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Siz ki adım attığınız her yere ışığınızı götürdünüz.... kimi zaman siz ışığınızla aydınlattınız taptaze beyinleri , kimi zaman sizin ışığınızı söndürdü ülkemin geleceğine göz dikenlerin pis elleri...ama bilin ki tarihe ve sonsuzluğa , aslını unutmayanların yüreğine kazılıyor herbirinizin isimleri...Yaşayan ve yaşatanlarınız sağolsun, var olsun... şehit öğretmenlerimin üstüne Allah'ın rahmeti ve cenneti nasip olsun....
Paylaşım için teşekkürler Yeliz Hanım... saygılarımla
Bunu gazetelerimize ve entelllektuel geçinen Gazete ve Tv de yorum yapan aydınlara gönderelim de bu olayları insani anlamda nasıl değerlendırdiklerini bir dinleyelim....
21-11-2010-SAAT 13-17 ARASI MUHSİN ERTUGRUL SAHNESİ MKM DİKİMEVİ
GİRİŞLER ÜCRETSİZDİR
ŞEHİR DIŞINDAN GELENLERE ÖNCELİK VERİLECEKTİR
1-OSMAN ÖCAL
2-ADNAN ÖZKAN
3-SEYRANİ
4-İBRAHİM ETHEM EKİNCİ
5-ŞEHRİ KARAKAYA
6-ÖMER EKİNCİ MİCİNGİRT
7-OZAN İLHAMİ- OZANİLO
8-SALİH KOZAN
9-ZİKRETTİN KARACA-VE EKİBİ
10-MEHMET NURİ PARMAKSIZ
11-İSMET BORA BİNATLI.
12-YENER SEZGİ
23-METİN ÜSTÜNER
14-AHMET METİNCAN
15- ZEYNEP NİLGÜN
16-MUHAMMED BAZİT
17Abdullah RAMAZAN
18-Tayyar yıldırım
19 Refik Kutlu Kul Refikî
20- CELALETTİN TOKMAK VE EKİBİ :)
21- ZEYBEK HOCA
22-NECLA ARGÜZ
23-ZEYNEP HİCRAN DEMİR
24-İsmihan erdoğmuş
25-Ömer faruk ekinci -eski Ank miletvekili
26- Saliha yavaş
27- Makberi Ahmet akkoyun
28-Lemide çakır
29- AYSEL KAPI
30- Asuman atasayar
31- seyfettin karahocagil
32-Ümit güngör
33- EYYÜP ŞAHAN
34- BAHADDİN TOMBUL
35 MEHMET KINDAP
36- NAZLI NALÇACI
DAHA BİR ÇOK SÜPRİZ İSİM VE SANATÇILAR KATILACAKLARDIR
AYRICA KATILMAK İSTEYEN DOSTLAR İSİMLERİNİ YAZDIRSIN
NOT -ŞAİİRLER -CD- VE KİTAPLARIYLA GELEBİLİR KİTAP SATMAK İÇİN STANDLAR MEVCUTTUR BİLGİLERİNİZE
NOT::
DOST VE YAKINLARINIZLA BİRLİKTE DAVETLİMSİNİZ ONUR DUYARIM
TÜM YORUMLAR (10)