Ben Sana Mecburum Şiiri - Yorumlar

neyse sanırım şiirin tamamını ben size yayınlamak durumunda kalacağım
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun

Sevmek kimi zaman rezilce korkudur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor
Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun

Belki Haziranda mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor

Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin..

neden şiirin tamamını yayınlamadınız
saygılar

neden şiirin tamamını yayınlamadınız
saygılar

****SAYGI iLE ANIYORUM USTAYI. RUHU ŞADOLSUN***

۞ Ben Sana Mecburum ۞

ben sana mecburum bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum
büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum

www.turkuradyo.net türkülerin ve şiirlerin radyosunda şiirleri ile yaşamaktadır

İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.

Belki haziran da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor

Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.

Bir nesle damgasını vurmuş mükemmel ötesi bir şiir...........

büyük bi aşkla yazılmış olsa gerek...hiç sıkılmadan tekrar tekrar okuyabilirimm...

Nur içinde yat Atilla İlhan çok erken oldu gidişin özlüyoruz.....

ve yine okusam

vazgeçmeden

bir bir sokak lambaları sönse
geceme gözlerin yeter
bilirim sen şimdi uyuyorsundur
uyuyordur
delikanlıların sevgilileri
mecnunlar uyanıktır
vecd halindedirler


şairliği tutanlar
tüm sisler bulvarını işgal ederler.
Leyla
adı ile gelir
...
balkonun yanından geçen kara tren
uzun çığlıklarıyla uyandırır Leylayı
..
uyanıktır leyla
yeni kapıda
kadınlar
....
başlarını öne eğerler
kadınlar
dünyalı kadınlar
..
Leyla uyanıktır...

kadınlar
dünyalı kadınlar

Kurtarılır cankurtan
Kurtulan ekspresinde..
...
Mecnun hediye almıştır
Gecede şafağı Leylada..