Nasılsın? Ben çokça iyiyim. Bugün mum ışığım yok. Ama ne fark eder ki kelimeler beynim de olduğu gibi duruyorlar; kopya etmek çok kolay bu sabahtan önceki karanlıkta, selüloit ruhlu şu kağıt parçasına...
Biliyor musun? Yine çayım, ruhum ve ben. İşte karşındayız. Anlattığımız, yazdığımız hangi konu ilgi alanına girer?
Bu sabah duvarında hangi tabloyla uyanacaksın kim bilir? Ya da hangi dipsiz kuyulara daldın bu gece? Hangi oynaş ruhun kollarındasın kim bilebilir?
Mahalle kavgalarında yarıştırdığımız benliklerimizi unuttun değil mi? Evet, evet bundan eminim çoktan unuttun...
Birimiz yerin Tanrısı, birimiz göğün Tanrısı takıntıları içindeyken, bir üçüncü şahıs ben denizin Tanrısıyım birinizin kumunu; birinizin rengini çaldım deyiverdi..
Rüzgarsa habersizdi. Kendini birden aramızda buldu. Şaşkındı, ürkekti. Benim saçlarımı mı dalgalandırsın senin kararsızlıklarını mı? Ama onu da denizin sahibi çaldı. Bak gövdesinde bir yelkenliye hediye etmiş Odessa’yı...
Bir dördüncümüz vardı ki o en kararlı olanıydı; Rakı masalarında en iyi içene meze oldu.
içimde infilak saati!
yasak baktın nikotin sıcaklığıma,
bir sigara daha yaklaşıyor bahar...
ellerin yanında değil,
gemiler kalkıyor avuçlarından
evet güzel bir şiir.Duygularınızı mükemmel bir şekilde dile getirmişsiniz.Kutlarım sizi.
çok güzeldi kaleminiz daim ola saygılar
Böylesine bir iç açılım için önce çokça yürekli ve kendi ile barışık olmak gerek bunları aşmış,daha da güzeli bende bu yapılanmanın kusurlu mimarlarındanım diyebilme yürekliliğini göstermişsiniz. Bu henüz okuduğum ilk yazınız ve hiç tanımıyorum, tarzınızı bilmiyorum ama çok içinde buldum kendimi yazının.
öncelikle kutluyorum
Şeref Öztürk(Usta)
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta