Yüreğimin derinlerinden gelen acı çığlıklarım,
Sesimi duyuramadığım, kimsenin bilmediği sırlarım.
İçime attığım, büyüttüğüm o tarifsiz acılarım,
Yine de inanmaktan, sevmekten vazgeçmediğim,
Ve vazgeçmeyeceğim sevdiğim adam...
Heybeme sevgiyi doldurup geldim,
Benzersiz acılarla dolu bütün yüklerim,
Umutsuzluğun son noktasında, kapına geldim,
Yaramı sar, beni iyileştir, ben sana geldim...
Bütün benliğimle, ruhumla sana geldim,
Geri kalan ömrümde mutluluğu beraber yaşayalım.
Geriye bakmadan, bahar tadında aşkla ömür sürelim,
Sen bana derman ol, ben sana merhem olayım.
Omuzların paramparça, biliyorum, çok ağır bir yük bu,
Gözlerimde birikmiş asırlık yağmurların tortusu.
Her adımım bin pişmanlık, her nefesim kan revan,
Bil ki, sevgine olan inancımdır, yıkıntılarımı sana taşıyan...
Duvarların ardına sakladığım bu son çığlık, duy beni,
O, kırık bir kalbin, sessizliğe gömülmüş tek yalvarışı.
Bu şiir enkazın içinden, sana uzanan zayıf bir el,
Senden başka hiçbir yerde, huzur bulamayacak bir garip hâl...
Ne olur, o büyük yüreğinle gör benim bu halimi,
Sarmaşıklar gibi saran o kırgınlıkları çöz emi,
Omuzlarımdan indir, al omuzlarına tüm dertlerimi,
Ve de ki: "Artık bende son bulsun kederin, hadi gel, gel yeter ki."
Benim için ne başlangıç kaldı ne de bir son,
Avuçların da dinlenecek bir yorgunluk, birde sen,
Bu son durak sensin, son liman, son sığınak,
Yüreğimin acı çığlıkları, sende huzur bulacak..
Kayıt Tarihi : 14.10.2025 01:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!