Yüzüstü uzanıp eskimiş yolluklara
Mandallar ve misketlerle tekil oyunlar kurmuşum
Boğazıma saldırırken körüklü otobüslerin kurumları
Düştüm de dizim kanadı başım yarıldı diye ağlayamam
80'lerin siyasi cinayetlerini hatırlatırcasına
Böcek gibi ezilirken kapıcıların çocukları yağlı asfaltta
Muayyer kamyonetlerin altında
Akülü arabaların hayali kuramam
Radyolarda açlık açıklık haberleri dinlemişim
Taze taş fırın ekmeklerini umarsızca koparamam,
Lüks bir gıda ürününü gün aşırı yiyemem
Daha dün yayımlanmışken
henüz bugün ünlenmiş kitapları okuyamam
Ya biraz eskisin, sararsın fil dişi yaprakları
Soğusun, kendini kanıtlasın diye biraz beklerim
Yahut hiç basılmasın, yayımlanmamış doktora tezleri
Ben, öyleyim işte.
Fazla duramam sahte hayatların yanında
Dinlerken, sırasıyla söz ve müzik yapımcıları toprak altına girmiş, 90'lardan kalma bir şarkıyı
Hikayesine yaşarcasına içlenmeyeni anlayamam
(Örnek vermek gerekirse
çocuk yaşımda "Konuşamıyorum!" derken İlhan İrem
eski teybimden
Bir derdi olduğunu fark eder, içlenirim.
Boğazım düğümlenir, eşlik edemem)
Onca dil virtüözlüğüne rağmen
Hep yanlış anlaşılmaktan dertlenenlere katlanamam
Şaşarım bilmediği kelimeleri ısrarla kullananlara
Ben öyle sırtüstü uzanmışsam da yarınlara
Her yeni günü uzatmalardan sayarım
Ben öyle başkalarının hayatlarına baka baka
Geçmişin hesabını görmeden çekip gidemem
Ben öyleyim işte.
270622 - 030822
Hamid TatcıKayıt Tarihi : 4.8.2022 12:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çocukluk, hayat, ölüm zaman üzerine ve İlhan İrem'in anısına...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!