bir daha dünyaya gelseydim şayet
öyle çok fazla sevmezdim hiç bir zaman,
...........................................aşık olmazdım mesela
hiç kimsenin gözlerine uzun uzun bakmazdım
...........kusurlu davranırdım içimin kıyameti kopana dek
mükemmelliği aramayıp keyfimce yaşardım
........yetkin olmaz yatardım sırtüstü
.................gülerdim sürekli önceki hayata inat
çok fazla ağırbaşlı olmaz...
...................ve çok az şeyi kafama takardım
servi sandığımda nezaketi saklamaz
..........................daha çok hata yapardım
ve gezerdim alemi keyfimce
...her gece hayta hayta yıldızlara bakar
........gün doğumuna kadar müzik dinler, şarkılar söylerdim
daha çok eğlenir, çok az ağlardım
......dağ-taş dolaşır, deniz, nehir, göl demez yüzerdim
yeryüzünde ayak basmadık yer bırakmazdım
....fındık-fıstık yerdim doya doya, çok az pırasa
gerçekleşmesini istediğim her şeyin hayalini kurardım bol bol
dertlerim, sıkıntılarım, sorunlarım da olurdu elbet, çözümü mümkün olan
çay, kahve içer
.......... sevda dahil acı veren her şeyden uzak kalırdım
yeniden doğsaydım şayet,
................talihli, uğurlu, mesut, bahtiyar lahzaları-m olurdu
dünde kalmazdım mesela, yarın olmazdım
...................sınırsız şimdiyi yaşardım an be an
zaten hayat bu değil midir?
....... yaşadığımız her anı iliklerimize kadar solumak
her anı dirhem dirhem gel-git bir deniz tadında saymak
ikinci bir doğum şansı tanınsaydı bana eğer
.......yanıma hiç bir şey almadan yaşardım
çadırım olmazdı mesela, yağmurluğum olmazdı,
.............pusulam olmazdı
.........................suyum olmazdı
.......ekmeğim-aşım olmazdı urbam da
.........................ayakkabılarım olmazdı,
ve yaz bitene kadar yürürdüm çırılçıplak ayaklarla
....çocuk yaştaki oğul ve kızlarla oyunlar oynardım sabah-akşam
ardıma bile bakmadan güneşin yeniden doğuşunu özlerdim her gece
.....her gün ışığın tadını çıkarırdım imanı gevre-yene dek
ve sonra içinde kaybolmak için ay ışığını beklerdim
.............................gönlümün titremesine aldırış etmeden
yeni yerler keşfederdim,
............verimli toprakların kokusu sarsın diye yüzümü
...............çok az üzülür,
hoşça vakit geçirirdim omzumdaki boşluktan hiç şikayet etmeden
yeniden bir yaşam şansım olsaydı eğer
..........kalbimin örtüsünü hayatın üstüne sererek,
....çocuklar gibi eğlenirdim dünyanın bahçesinde
....................................kocaman bir sonsuzluğa bedel
..........ancak 45 yaşındayım ve biliyorum
......................BEN ÖLÜYORUM
Orhan DEMİRTAŞ
Orhan DemirtaşKayıt Tarihi : 17.11.2013 09:00:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Orhan Demirtaş](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/11/17/ben-oluyorum-17.jpg)
TÜM YORUMLAR (3)