….
İçimde
sana söyleyemediğim küfürler birikiyor.
Seni kusuyorum el değmemiş akşamlara.
Yanımdan gelip geçen
herhangi bir suretten ibaret
aklımda kalan yüzün.
Bir eskiciye bırakıyorum
yok pahasına
sana dair hatıraları.
Sen bilmiyorsun.
Sayrı yalnızlığımda sürgün ünlemler.
Dağlanmış dilimde cümleler lâl.
Her sokaktan bir kez geçiyorum artık.
Dönüp dolaşıp
kendime çarpıyorum
sana rastlamamak için.
Adresini sormuyorum seni tanıyanlardan.
Hiç yürümediğin yollarda kayboluyorum.
Gökyüzüne dokunmuyorum artık dalıp dalıp.
Yorgun güvercinler soluklanıyor omuzlarımda.
Sırılsıklam bir mevsim yapraklarını döküyor,
zaman soyunuyor içimde sancılarını.
Cebimde şiirler ıslanıyor,
kaybediyor yolunu avuçlarımda
kırgın umutlar.
Hiç bilmediğin şehirlere karışıyorum.
Olmadığın kentlerde
sensiz daha bir kalabalıklaşıyorum.
Yarım bıraktığım
bir şiirin omuzlarına dayıyorum başımı.
Böyle böyle iyileşmeye çalışıyorum.
Seni susarak…
Ben yaralarımı bırakıyorum düşlerimin zindanında.
Sen ise yine en acıyan yerimden vuruyorsun durmadan.
Ciğerlerim sökülüyor.
Kan tükürüyorum seni hatırlatan zamanların tam ortasına.
Adını “yaşamak” koyuyorum nefes alıp vermelerimin.
Bu şiirin her kelimesini sen yazdın aslında.
Tebrikler…
Ama ben olsam
aşkı böyle yazmazdım.
Ben ölsem bu kadar acımasız olamazdım.
Hiçbir cinayet aleti kullanmadan
seni öldürüyorum bir daha bir daha…
Kılım kıpırdamıyor.
Sonra
bulanık bir suya adını yazıyorum.
Damlalar tiksinerek siliyor ismini.
Toprak gibi
artık su da kabul etmiyor cesedini.
…
/Bkrçkmkistanbulmayısikibinyirmidört/
Kayıt Tarihi : 25.5.2024 11:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
…
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!